Son günlerde Ankara’da bir hastanede yaşanan bebek ölümleri bizlere bir kez daha gösterdi ki, kâr merkezli sağlık sisteminde insan hayatı hiçbir önem taşımıyor. Esas gayeleri kâr etmek olan asalaklar sınıfı için bizim gibilerinin çocuklarının yitip gitmesinin, bedenlerimizden birer parçayı kaybetmemizin hiç mi hiç önemi yoktur.
Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde 27 bebeğin ölümünün ardından yapılan açıklamalar dehşet vericiydi. Hastane yetkililerinin yaptıkları açıklama; personel yetersizliğinden kaynaklı uzun çalışma saatleri, malzeme ve cihaz eksikliği, bebeklerin gönderilebilecekleri başka bir hastane olmaması nedeniyle kapasite fazlası hastanın kabul edilmek zorunda kalınması, taşeron şirketin temizlik işlerinde eğitimsiz işçi kullanması ve ucuz temizlik ürünlerinin kullanımı vs. nedeniyle bu tür kayıpların olağan olduğu şeklindeydi.
Hastane yönetimine göre haklı ve makul görünen bu açıklamaları bir de bizlerin anlayacağı şekilde düzeltelim. Öncelikle sağlığı parası olana parasına göre hizmet anlayışıyla yürüten hükümet, özel sektöre kullanabileceği geniş imkânlar yaratmıştır. Zaten sistemi bu noktaya sürükleyebilmek ve bizleri ikna edebilmek amacıyla uzun süredir SSK ve devlet hastanelerine yatırımlar en aza indirilmiş ve emekçiler ölümü gösterip sıtmaya razı edilmeye çalışılmıştır. Taşeron sistemi kârın olabileceği her yerde kendini göstermiştir. Aynı zamanda hükümet kadrolu personel alımını en aza indirmiş ve sözleşmeli personeli dayatmıştır emekçilere. Sağlıkta uzun saatlere varan çalışma koşulları ve yetersiz ekipmanla çalışan sağlık görevlileri de hata yapmaya yatkın hale getiriliyor. Personel eksikliğinin bilincinde olan burjuva hükümetler, birer kapitalist gibi düşünmekte ve az adamla çok iş yapmanın hesabını gütmektedirler.
Yapılan açıklama neydi;
1) Personel eksikliğinden kaynaklanan uzun çalışma saatleri
2) Ekipman yetersizliği ve hastane eksikliğinden kaynaklı kapasite fazlası hasta kabulü
3) Taşeron firmanın kalifiye eleman kullanmaması ve ucuz temizlik ürünü kullanması
Şimdi kendimize soralım bu sorunlardan hangisi çözümsüzdür? Hiçbiri. Hepsi önlenebilir, fakat bunun için kaynak ayrılması, yatırım yapılması gerekir. Ama kâr getirmediği müddetçe insan hayatının kapitalistler için önemi yoktur. Daha vahim olanı, Türk Tabipler Birliğinin 2005 yılında hazırladığı bir raporda, gerekli ekipman ve personel alınmadığı takdirde ileride bebek ölümlerinin giderek artabileceğini belirtmiş olmasıdır. Yani olanlar göz göre göre olmuştur, yanlışlıkla değil.
Evet, kapitalizm bebekleri de öldürür. Kâr dürtüsüyle hareket eden bu sistem onu elde etmek için nice canlar yakar. Savaşlarda, fabrikalarda, sağlıksız yaşam alanlarında, insan yaşamını hiçe sayan sağlık sistemi yüzünden vb. milyonların canına mal olan bu sistem yıkılmadığı sürece daha nice can almaya devam edecek. Bunun için gerekli olan ise örgütlü bir şekilde yürütülecek mücadeledir. Bu mücadelenin amacı, kapitalist sistemin ortadan kaldırılması sonrasında, insanca bir yaşamın, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın kurulmasıdır.