
Tuzla tersanelerinde işçi katliamı devam ediyor. 11 Ağustos Pazartesi günü Gisan Tersanesinde filikanın sağlamlığı kum torbaları yerine işçilerle test edilmeye kalkışılınca 13 işçi yaralandı 3 işçi (Emrah Varol, Ramazan Ergün, Ramazan Çetinkaya) hayatını kaybetti. Bunun üzerine DİSK Limter-İş sendikası, 13 Ağustos sabah saat 7:30’da Gisan Tersanesi önünde bir basın açıklaması düzenledi.
P30800031.jpg [1]

“Bazen birer birer bazen üçer üçer, bazen yanarak, elektriğe çarpılarak, gemi saclarına çakılarak can veriyoruz. Bazen de akıllara durgunluk verircesine adeta kobay gibi kullanılarak 11 Ağustosta Gisan tersanesinde olduğu gibi denize saçılarak öldürülüyoruz. Tersanelerde çalışma yaşamı adeta bir kangren. Hayvanların dahi denek olarak kullanılmasının lanetlendiği 21. yüzyılda tersanelerde işçiler denek olarak kullanılıyor ve de bile bile ölüme gönderiliyor. Onlara kaç bin gros tonluk gemiler yaparak trilyonlar kazandıran ve gemi inşa sanayiini dünyada 5. sıraya çıkaran işçilere ölümü reva görenlere söylenecek söz, yakıştırılacak sıfat bulmakta zorlanıyoruz artık. Sanılmasın ki bu vahşet Gisan tersanesiyle sınırlıdır. Bu zamana kadar iş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımızın ölüm nedenleri araştırıldığında Gisan’da yaşananlardan sadece biçim olarak farklı olduğu görülecektir. Gaz ölçümü yapılmayan tankların içerisinde kaynakçı çalıştırılması ve neticede patlama sonucu feci şekilde onlarca arkadaşımızın yanarak can vermesi aynı anlayışın ürünü değil midir?”
Dinç daha sonra Gisan’da iş kazası öncesinde alınması gereken önlemlere vurgu yaptı. DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Arkas Holding tarafından işten atılan Liman-İş üyesi işçiler de konuşmalarında tersane patronlarının işçileri köle olarak gördüğünü ve yaşanan iş cinayetlerine mücadeleyi büyüterek dur diyecekleri belirttiler. Basın açıklaması sırasında sık sık, “işçiler birleşin ölümleri durdurun”, “tersane işçisi köle değildir”, “yaşasın sınıf dayanışması”, “işçiler birleşin iktidara yerleşin” sloganları atıldı.