
Patronların sefa sürdüğü bu düzende biz işçiler gece gündüz demeden üç kuruşa çalışıyor, ömür tüketiyoruz. Yoksul ile zengin arasındaki uçurum giderek artıyor. Uzun süreli ve yorucu çalışma koşulları, işçilerin belini büküyor. İş cinayetleri, kadına yönelik baskı, şiddet, taciz ve tecavüz olayları giderek artıyor. Fakat her gün izlediğimiz, takip ettiğimiz o kara kutu (TV), patronların medyası, gazeteleri biz işçilerin sorunlarını yansıtmıyor, zaten amaçları da asla bu değil. Biz işçi sınıfının sorunlarını yansıtan medya araçları yok denecek kadar az. Çünkü patronlar sınıfı ve onun medyası işçi sınıfı uyanmasın, yoksulluğunu fark etmesin, sorgulamasın istiyor.
Tam da böylesi bir dönemde yani en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda işçilerin sorunlarını yazan ve çözümüne dair işçi ve emekçileri mücadele etmeye, örgütlü olmaya çağıran İşçi Dayanışması bültenimiz 10. yılında işçilerin sesi olmaya devam ediyor. Baştan sona işçilerin emeğiyle hazırlanan işçi bültenimiz fabrikada, mahallerde işçilere ulaşıyor. İşyerlerimizde, fabrikalarda yaşadığımız sorunlar, kötü ve yorucu çalışma koşulları sanki işçilerin bireysel ve tek başına yaşadığı sorunlarmış gibi algılatılıyor. Hâlbuki sorunlarımız ortak ve yalnız değiliz. Birçok mücadele deneyimini içinde barındıran bültenimizi “sorunlarımız ortak, çözümü de” demek için işçi-emekçi kardeşlerimize ulaştırmak, okutmak gerekiyor.
10. yılında bültenimiz, işçilere sorunlarının çözümü yolunda rehber olmaya devam ediyor. İşçileri hangi dinden, ırktan olurlarsa olsunlar birlik olmaya ve işçi sınıfının cephesinden bakmaya çağırıyor. Tarafı işçi sınıfından yana olan gazetemizi okuyalım, okutalım.