
Kitle iletişim araçlarıyla sunulan çoğu şey aslında biz işçilere yabancı. Televizyonda, gazetelerde, sinemalarda, haberlerde, sosyal medyada bahsedilenler, işlenenler bizim yaşadıklarımızı, sorunlarımızı genellikle anlatmıyor. Egemenler, bu kitle iletişim araçları üzerinden işçilerin düşünce biçimini kendi çıkarları doğrultusunda belirlemeye çalışıyorlar. Nasıl ve ne anlatarak mı yapıyorlar bunu? En başta yaptıkları; yoksullar için hayatın zor olduğunu anlatmak ama ardından bu dünyanın böyle geldiği ve böyle de gideceği yalanını söylemek oluyor. Asgari ücretin belirlenmesinden iş kazalarına, taşerondan kıdem tazminatına, patronların kâr oranlarından işsizlik belasına, Ortadoğu’da yürüyen savaştan içerde pompalanan milliyetçiliğe pek çok konuda yarattıkları manipülasyon, söyledikleri yalanlarla işçilerin tepkilerini, reflekslerini kontrol etmeye çalışıyorlar. Bunun sonucunda da örgütsüz dolayısıyla bilinçsiz işçi kitleleri ne olduğunu tam anlamadıkları, sonucunu bilmedikleri bir maceranın içine sürükleniyorlar. Üstelik yalanlar aracılığıyla ikna edildikleri için azımsanmayacak bir kısmı bu maceralara destek veriyor.
Ama bütün kitle iletişim araçları böyle değil. Bugün sayısı az da olsa işçilere doğruyu anlatan, onların meseleleri kendi sınıf çıkarları açısından değerlendirmesini sağlayan araçlar da var. İşte bunlardan biri de İşçi Dayanışması bülteni. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın çok önemli farklılıkları var. Mesele bu gazete işçilerin yazdıkları makale, haber, mektuplardan oluşuyor. Ulusal haberlerin dışında uluslararası haberlere de önem veriyor. İşçilerin ekonomik sorun ve beklentilerinin yanı sıra sosyal, kültürel ve siyasal meselelere de değiniyor. “İşçiden işçiye, işçinin diliyle” çerçevesinde bir yayın politikası izliyor.
Biz UİD-DER’li işçiler tam 10 yıldır her ay İşçi Dayanışması’nın elimize geçmesini heyecanla bekliyor ve işyerimizde, mahallemizde, işçi servislerinde coşkuyla dağıtıyoruz gazetemizi. Çünkü biliyoruz ki işçilerin prangalarından kurtulması ancak gözlerindeki bağın çözülmesi ve kendi sınıf çıkarlarının farkına varmasıyla olur. Bunun ilk adımlarından biri de düzenli İşçi Dayanışması okuru olmaktır.
İşçi Dayanışması patronlar sınıfı yanlısı yayın yapan medyanın ürettiği tüm yalanlara karşı bir panzehirdir. Bu panzehiri çoğaltmak ve daha fazla işçiye aşılamak gerekir. Şimdi kolları sıvayalım ve işçi sınıfının kurtuluş yolunu aydınlatma araçlarından biri olan İşçi Dayanışması bültenini daha geniş işçi kesimlerine ulaştıralım.