
Birleşik Metal İşçileri Sendikasının 70’inci kuruluş yılı için Maden-İş çalışma grubu tarafından hazırlanan “Derinden Gelen Kökler” adlı kitap, Maden-İş üyesi işçilerin mücadelelerine ilişkin nice güzel anıyı, deneyimi barındırıyor. Topuz Torçelik işçisi Çelebi Şanlı’ya dair anlatılanlar o yıllarda sınıf sendikacılığı çizgisinden taviz vermeyen DİSK’in işçiler için taşıdığı anlamı ve patronların yüreğine saldığı korkuyu ortaya koyuyor. İşte Şanlı’nın öyküsü:
“Çelebi Şanlı Pendik IV. Bölge’de faaliyet gösteren Topuz Torçelik Fabrikası’na girdikten sonra Maden-İş’i örgütleyen kadro içindeydi. Toplu sözleşme yetkisi alındıktan sonra baştemsilcilik görevini de üstlendi. XXI. Genel Kurul delegesi olan Şanlı daha sonra Genel Onur Kurulu üyeliğine de seçildi.
Sağlık nedeniyle fabrikadan ayrılan Çelebi Şanlı, Kartal Cevizli’deki Sigara Fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. Bu fabrikanın Türk-İş üyesi işçileri 15-16 Haziran 1970’de DİSK bünyesindeki işçi arkadaşları ile birlikte yürümüşler ve sonraki yıllarda DİSK’e katılan Çağdaş Gıda-İş Sendikası’nda örgütlenmişlerdi.
Kısa öykümüz bu fabrikada yaşanan bir olay ile ilgilidir:
Fabrikada her sabah 10 dakikalık bir dinlenme molası vardır. Mola sırasında işçiler bir nebze soluklanmak için tezgâh başlarında oturmaktadır. Bu molalardan birinde fabrikayı bir kumandan edası ile teftiş etmek isteyen Müdür Bey, onlarca işçinin çalıştığı bir bölüme girer. Yardımcıları ellerinde dosyalarla Müdür Bey’in bir iki adım arkasındadır. Beykoz kunduralarının her adımda gıcırdayan sesleri uzaktan duyulduğunda işçiler arasında bir dalgalanma başlar. Çelebi Şanlı dışında herkes ayaktadır.
Müdür Bey, sandalyesinde oturan Şanlı’yı fark ettiğinde ona yaklaşır ver sorar:
-Neden sen de ayağa kalkmıyorsun?
Oturmasını sürdüren Çelebi’nin cevabı kesindir:
-Bizi ayakta görmek istiyorsanız, biz çalışırken gelmeniz lazımdı, dinlenme molası sırasında değil!
Bir an susan ve düşünen müdür tam bir disiplin cezası vermek için ağzını açacağı sırada yanındakiler bir fısıltıyla uyarır:
-O, DİSK’ten geldi.
Bunun üzerine Müdür Bey bir şey sormadan yoluna devam eder…”