Güney Kore’de İşçi Mücadelesi Devam Ediyor
Hyundai yönetimi, işçilere, toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlığı sona erdirme çağrısı yaptı. 45 bin Hyundai işçisinin üye olduğu sendika geçtiğimiz ay boyunca ücretlerin yükseltilmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talepleriyle bir dizi iş durdurma eylemi gerçekleştirmişti. Bu kısmi grevler sonucunda Hyundai, bir ay içerisinde 236 milyon dolarlık üretim kaybına uğradı. Dünyanın 6. büyük otomobil üreticisi olan Hyundai, maliyetlerin sürekli arttığını, buna karşın satışların azaldığını açıkladı.
Kapitalist ekonominin krizinin derinleşmesi, patronların işçi haklarına daha fazla saldırmasını gündeme getiriyor. Buna karşı işçilerin eylemlilikleri artıyor. Burjuva devletler ise işçi hareketine saldırarak işçi düşmanı karakterlerini gözler önüne seriyorlar. Temmuz ayı başlarında genel grev çağrısı yaptıkları gerekçesiyle Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) üyesi bazı sendikaların liderleri hükümet tarafından tutuklandı. Tutuklanan sendika liderlerinin serbest bırakılması için başlatılan, Güney Kore hükümetini protesto kampanyası ise devam ediyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1 Günlük Genel Grev
Hayat pahalılığını ve elektriğe yapılan zamları protesto eden işçi kitleleri 6 Ağustosta 1 günlük genel grev gerçekleştirdi. Güney Afrika’daki Volkswagen, Toyota, Mercedes-Benz gibi dev fabrikalarda ve kömür, altın ve elmas madenlerinde üretim tamamen durdu. Toplu taşıma araçları işlemezken okullar da 1 günlüğüne kapalı kaldı. Tekstil ve hazır giyim sektöründe genel greve katılım %93 oranında gerçekleşti. Binlerce işçi artan elektrik fiyatlarını protesto gösterileri gerçekleştirdi.
Nepal’de 3 Çay Fabrikası İşçilerin Elinde!
Nepal’de patronların 3 hafta boyunca fiili lokavt gerçekleştirdiği 3 büyük çay fabrikasının işçileri 2 Ağustosta bu işletmelerin yönetimini ellerine alarak üretime yeniden başladı. İşçiler ücretlerinin yükseltilmesi, sözleşmeli olarak çalışma ve sağlık sigortalarının yapılması talepleriyle bir dizi eylem gerçekleştirmişti. Bunun üzerine patronlar, işçileri dize getirmek için Gurash, Kuwabaşi ve Joon çay işletmelerini kapatmıştı. İşçiler, patronlar olmadan da üretimi sürdürebileceklerini bir kez daha ispat ediyorlar.
Nepal’de bir süre önce Maocu Komünist Parti öncülüğünde krallık devrilmiş ve cumhuriyet ilan edilmişti. Ancak devrim demokratik aşama ile sınırlandırılmış, burjuvazi ile uzlaşmaya dayalı bir parlamento oluşturmuş ve burjuvazinin özel mülkiyetine dokunulmamıştı.
Maocu partiye yakınlığı ile bilinen Nepal Sendikalar Federasyonu’nun başkanı Gopal Tamang, yaptığı açıklamada, işçilerin çay toplamaya ve işlemeye yeniden başladığını, çay işletmelerinin patronlarının işçilerle diyalog kurmayı reddettiğini, işçilerin işletmeleri ele geçirmek zorunda kaldığını, bu durumun çay patronları işçilerle konuşmayı kabul edene kadar devam edeceğini belirtti.