11 Ağustosta Gisan Tersanesinde yaşanan iş cinayeti sonucu 3 işçi hayatını kaybetti, 12 işçi de yaralandı. Bununla ilgili basında bir sürü haber geçti. Ben en çok dikkatimi çeken bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum.
Tersanede yaşanan iş cinayetinin ardından CHP’li Bayram Meral kazaya uğrayan işçileri ziyaret ederek, Gisan Tersanesinde bir inceleme yapıyor. Gazetecilere yaptığı açıklamada olayın kaza olduğunu ve patronların da buna üzüldüğünü söylüyor. Gazetecilerin “siz buna kaza mı diyorsunuz?” ısrarı üzerine “bana patronlar işçileri öldürüyor dedirtemezsiniz” diyor.
İnsan bu haberi okuyunca patronlar sınıfının uşaklarının nasıl da aşağılık ve ikiyüzlü olduğunu, nasıl da gözlerimizin içine baka baka yalan söyleyebildiklerini bir kez daha görüyor. Evet, olay bir kazaymış. İşçiler tersanede kum çuvalı olarak, yani daha doğrusu kobay olarak kullanılıyor. Bu akıl almaz iş cinayeti sonucu ise 3 işçi hayatını kaybediyor ve bunun adına kaza diyor Bayram Meral. Gazetecilerin ısrarı üzerine de eklemeyi ihmal etmiyor, “bana patronlar işçileri öldürtüyor dedirtemezsiniz” diye. Bunun kaza değil bir iş cinayeti olduğunu biz işçiler gayet iyi biliyoruz.
Yaşamını yitiren bu üç işçiyle birlikte Tuzla’da bilinen iş cinayetlerinin sayısı 107 oldu. Evet, bu sadece bizim bildiğimiz ve kayıtlara geçen sayı. İş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, insanlara insan değil de birer kum çuvalı gibi muamele edildiği bu çalışma koşullarında ölümler durmuyor. Neymiş efendim patronlar da buna üzülüyorlarmış. Patronlar ve onun sözcüleri gerçekten üzüldüler mi acaba bu duruma? O yüzden mi yaşanan katliamdan sonra derhal paydos verip işi durdurdular? O yüzden mi basın açıklaması yapıldığında kapıya polisleri yığınak yapıp işçilerin gözünü korkutmaya çalıştılar? Patronlar Tuzla’da kârlarına kâr katarken çok umurlarında mı acaba bununla yaşanan cinayetin sayısının 107 olduğu? Hiç de umurlarında değil. Bugün 3 kobay ölür gider, yarın yerine yeni 5-10 kobay geri gelir. Bunun hesabının soran mı var sanki?
Patronlar ne zaman üzülürler? Gemilerinden birinin kılına zarar gelse üzülürlerdi. Makinelerine bir şey olsa üzülürlerdi. Biz hem tersane işçileri hem de diğer sektörlerde çalışan işçiler birleşip de bu ölümlerin hesabını sorsaydık üzülürlerdi. Biz her gün onların o lanet olası kâr hırsları yüzünden durmaksızın süren ölümleri durdurmak için birleşip de o tersaneleri onlara zindan etseydik üzülürlerdi. İşte o zaman patronlar gerçekten üzülürlerdi. “Bana patronlar işçileri öldürtüyor dedirtemezsiniz” diyor eski Türk-İş genel başkanı. Ya öldürmüyor da ne yapıyor acaba? Tabii burada Bayram Meral’in durduğu yeri görmek lazım! Orada kimin sözcülüğünü yapıyor? Onun safı gayet net ve ortada. O yüzden de hiç tereddüt yaşamadan bu akıl almaz iş cinayetine kaza diyebiliyor. Bu yüzden “patronlar işçileri öldürüyor” demiyor.
Biz işçi sınıfı olarak bunun hesabını sormazsak kimse soramaz. Onlar da gelip utanmazca her türlü açıklamayı böyle rahatından yapabilirler. Aslında tek bir çaremiz var biz işçilerin: Ya oturup 106, 107, 108… diye ölümleri saymaya devam edeceğiz elimiz kolumuz bağlı ya da örgütlenip tüm iş cinayetlerinin, tüm bu kötü çalışma koşullarının her yerde hesabını soracağız patronlar sınıfı ve onun sözcülerinden.