
Bütün gün çalışıp akşamları yorgun argın eve gidiyoruz. Kumandayı alıp “neler olmuş bugün, haberleri dinleyeyim” diyerek televizyonu açıyoruz. Bütün kanallarda bir saatlik haber programının kırk beş dakikasında siyasetçilerin gövde gösterisini ve birbirleri ile atışmalarını gösteriyorlar. Bir işyerinde grev mi var, işçiler yürüyüş mü yapmış bunlardan bahseden yok. Eğer konuya yer verilmişse de programın en kısa süren haberi o oluyor. Birkaç dakika yer verilmişse şanslıyız. Bu duruma çok şaşırıyor muyum? Hayır! Tabi ki işçilerin birbirinden habersiz olmaları onların işine geliyor. Çünkü bu sayede kendi düzenleri işleyip gidiyor.
Oysa İşçi Dayanışması başından sonuna kadar her satırında bizi anlatıyor. Gündemdeki politik meseleleri bizim tarafımızdan ele alıyor, dünyanın her yerinden işçi hareketlerini bize sunuyor. Farklı illerde çalışan işçi kardeşlerimizin mektuplarını bize taşıyor. İşçi Dayanışması sayesinde Adana’daki bir fabrikada yaşanan olaydan Trakya’daki bir işçinin haberi oluyor. Çünkü işçilerin işçi diliyle yazdığı mektuplar yayınlanıyor bu gazetede. İşte bu yüzden bizim için İşçi Dayanışması çok önemli. Bizi uyutmaya çalışan televizyon kanallarına, gazetelere, onların medyasına karşı bizim de İşçi Dayanışması bültenimiz var elimizde. Bizim olana sahip çıkmalıyız. İşçi Dayanışması bültenini daha çok okumalı ve daha fazla işçiye ulaştırmalıyız.