Ben yaklaşık 35 işçinin bulunduğu bir gıda fabrikasında çalışıyorum. Her altı ayda bir ücretlerimizi zamlı alıyorduk. Fakat bu defa patronumuz işler kötü gittiği için zam yapmayacağını söyledi. Normalde zaten yaptığı zammı mümkün oldukça düşük tutuyordu. Ama bu sefer onu bile yapmadı. Evet, zam yapmama nedeni olarak bize işlerinin kötü gittiğini söylüyordu. Ama bir yandan da işlerini büyütüyor, arabalarını yeniliyordu. Bizim üç kuruşluk zammımız söz konusu olunca “işler kötü gidiyor, fabrika batabilir, kendimizi sıkmak zorundayız, olsa neden zam yapmayım ki” diyen patronumuz, bir yandan da gözümüzün içine baka baka yeni yerler açmakta, altlarındaki arabaları yenilemekteydi.
Evet, dostlar çok iyi biliyoruz ki bunlar patronlar sınıfının her zaman söylediği, biz işçileri kandırmak için kullandığı yalanlardan başka bir şey değil. Düşününce bu ne yaman çelişki diyorum. İşçilere gelince işler kötü, patronlara gelince ise hiçbir sorun yok, tam tersine işler günden güne büyüyor. Aslında bütün işçiler bu çelişkinin farkındaydı. Ama birlik olmadığımız ve birlikteliğimizin gücünün farkında olmadığımız için doğru dürüst sesimizi bile çıkaramadık patron zam yok deyince. Aslında biz işçiler olarak örgütsüz ve dağınık olduğumuz sürece kaybetmeye mahkûmuz. Örgütlü ve bilinçli olduğumuz zaman ise yalnızca altı aylık zammımıza değil koca bir dünyaya sahip olabiliriz.