
İşçi sınıfımızın birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Hem sendikalı hem de metal işçisi olduğumuzdan elbette çalıştığım fabrikada da 1 Mayıs’a dair çeşitli tartışmalar yürütülüyor. Bu tartışmaların yaşandığı günlerden birinde, 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı hakkında tartışmalar sürüp gidiyordu. Çay molasında işçi arkadaşlarla konuşurken, her kafadan bir ses çıkıyordu. Kimi “Taksim önemli, sendikamız bizi oraya götürmeli” diyordu. Kimi de “yer değil, kalabalık olmak önemli” diyordu. Genç bir işçi arkadaşsa sessizce dinliyordu konuşmaları. Dikkatimi çekti ve ona yaklaşıp sordum; “Samet, sence nasıl olmalı bu iş?”
Samet; “Burası benim ilk işyerim. Daha önce hiç fabrikada çalışmadım. Dolayısıyla da hiç sendikalı olmadım. Taksim mi, başka yer mi bilmem. Bunlardan önce öğrenmem gereken şeyler var. Daha doğrusu, benim merak ettiğim asıl şey şu; 1 Mayıs nedir?” deyiverdi.
Bu soru, oradaki herkesin susmasına ve tarihin tozlu ama bir o kadar da mücadele dolu sayfalarına götürdü bizi. Neyse ki patronların yalan makinesinin, medyasının dışında, işçi sınıfının penceresinden bakan yayınlar da var. Dayanışma TV’deki, “1 Mayıs’ın Doğuşu” ve “Türkiye’de 1 Mayıslar” videolarını hep birlikte izledik. O mücadele dolu yıllara, işçi sınıfının patronlar karşısında örgütlü ve sağlam olduğu yıllara gittik hep birlikte. Videolar bitip de günümüze döndüğümüzde, işçi arkadaşların yüzlerinde hem bir gurur hem de geçmişe duyulan özlem vardı. Hepimiz merakla Samet’e bakıyorduk. Adeta büyülenmiş gibiydi ve şöyle söyledi: “1 Mayıs bitmeyen bir kavgaymış!”
Evet, kardeşler, 1 Mayıs patronlar sınıfıyla işçi sınıfı arasında bitmeyen bir kavgadır. Geçmişin deneyimleriyle, her yıl yeniden ve milyonlarca farklı tonda açan bir çiçektir 1 Mayıs. Bize düşen görev, bu güzel çiçeğin tohumlarını tüm dünyaya taşımaktır. İşte bu düşüncelerle mücadele örgütümüz UİD-DER bize yol göstermeye devam ediyor. Pek çok sorunla karşıladığımız 1 Mayıs’ta yerimizi alırken, sorunlarımızı da hep birlikte meydanlara taşıyacağız. Dünyanın dört bir yanında haykıran işçilerin sesine ses katacağız. Grev yasaklarına, KHK’lara, OHAL düzenine, sömürü ve zulme karşı 1 Mayısta yerimizi alacağız.
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!