Merhaba arkadaşlar. Ben bir metal işçisiyim. Sizlere UİD-DER’le tanışma hikâyemi anlatmak istiyorum. 6 yıl önce OSTİM’de bir metal fabrikasında asgari ücretle çalışıyordum. Sabah henüz gün ışımadan tıklım tıklım dolu bir otobüsle işe gidiyordum. Günde en az 12 saat çalışıyordum. Çalıştığım fabrikada mesai ücretlerimizi alamıyorduk. Fabrikadaki çocuk işçiler ise çok daha düşük ücretlerle çalıştırılıyordu. Çalışma koşulları ağırdı ve yorucuydu. Kısacası pek çok işçi gibi benim de hayatım çekilmez bir haldeydi. Ama bana göre bunca derdi tasayı sadece ben çekiyordum. Hem bu sıkıntılardan kurtulmanın bir yolu da yoktu. Böyle gelmiş böyle gider diye düşünüyordum. Ta ki yolum UİD-DER’le kesişene kadar.
Bir gün mesai bitiminde her zamanki gibi yorgun ve stresli bir şekilde durağa doğru yürüyordum. Orada kırmızı önlükleri ve şapkalarıyla birilerinin heyecanla işçilerle konuştuğunu gördüm. Aralarından birisi beni görünce hemen yanıma geldi. Başladık sohbet etmeye. Selam sabah, hoş beş derken fabrika, çalışma koşulları, fazla mesailer, düşük ücretler, vs başladık hayatın çilesini konuşmaya. Karşımdaki arkadaşı dinleyince sanki yıllardır aynı yerde çalışıyormuşuz hissine kapıldım. Ben bile kendi yaşadıklarımı bu kadar açık ve net anlatamıyordum. Bu beni çok etkilemişti. Sonra bana İşçi Dayanışması bültenini verdi ve beni 1 Mayıs etkinliğine davet etti. Otobüste giderken gazeteyi okumaya başladım. Sayfaları çevirdikçe şaşkınlığım ve sevincim artıyordu. Karşımda yazılar değil de her biri hayatıma tutulan aynalar vardı. Düşüncelerim, duygularım, yaptıklarım ve yapmadıklarım… Hepsi İşçi Dayanışması’nda yazıyordu. Daha sonra etkinliğe gittim. Etkinlikte 1 Mayıs’ın tarihi şiirlerle müziklerle coşkulu bir şekilde anlatılmıştı. İlk defa bu kadar duygulanmıştım. Ben de burada olmalıyım demiştim. Ve UİD-DER’le birlikte 1 Mayıs’a gittim. Daha alana varmadan bizim için 1 Mayıs başlamıştı. Yoldayken söylediğimiz şarkılar, okuduğumuz şiirlerle adeta küçük bir 1 Mayıs yaşamıştım. Daha önce de 1 Mayıs’a gitmiştim ama UİD-DER ile birlikte gitmek başka bir şey. Hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye, işte öyle bir şey. UİD-DER’in düzenli korteji ve coşkusu beni çok etkilemişti. O günden bugüne dek bir UİD-DER’li olarak gururla sınıfımın kavgasını veriyorum.
Evet kardeşler, ben de pek çok işçi gibi yaşadığımız sıkıntıların sadece benimle ilgili olduğunu düşünüyordum. Hiçbir şeyin değişeceğine inanmıyordum. Neyse ki yolum UİD-DER ile kesişti. Çünkü UİD-DER, bu düşüncelerin ve duyguların aslında egemenlerin yalanı olduğunu bana gösterdi. Gözümdeki bağları bir bir açtı. Şimdi tüm sorunlarımızın kapitalist sömürü düzeninden kaynaklandığını biliyorum ve bir gün mutlaka biz işçiler bu düzeni yıkacağız! İşte şimdi yine 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlarda olmanın ve dosta düşmana gücümüzü göstermenin zamanıdır.
YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN İŞÇİ DAYANIŞMASI!