
Merhaba arkadaşlar, ben tekstilde çalışan bir kadın işçiyim. Tekstilde çalışmak çok zor, eminim benim durumumda olan birçok işçi vardır. Sadece kendimin çok haksızlığa uğradığımı düşünüyordum. Zaman geçtikçe haksızlığa uğrayanın tek ben olmadığını gördüm. Gözlerimin açıldığını hissediyorum, bir de kadın olduğum için ustam sürekli üstüme geliyordu. Bağırır çağırırdı sen niye sürekli lavaboya gidiyorsun diye. En sonunda ben de patladım ve ustamla kavga ettim. İlk başta kendimi kötü hissediyordum “ben neden kavga ettim. Bana yakışmadı, o benim ustam, karşı gelmemem gerekirdi” diyordum. Kavgadan sonra bir gün işe gitmedim. O gün çok sevdiğim bir arkadaşım aradı, “bir çay içelim, ne dersin?” dedi. Ben de “tabi olur, hem bana da iyi gelir” dedim.
Arkadaşımla görüştüm, başımdan geçenleri anlattım. “Sesimi ustaya yükseltmem yanlış, değil mi?” diye sorunca gülmeye başladı, o gülünce ben de düştüğüm duruma güldüm. Arkadaşım “eğer sen haksızlığa uğruyorsan tabi ki sesini yükselteceksin, bu senin en doğal hakkın! Sen ustana haksızlık etmemişsin, bir işçi olarak kendini savunmuşsun” dedi. Arkadaşım öyle deyince ben de “oh be iyi ki de sesimi çıkarmışım” diye düşünüp rahatladım açıkçası. Arkadaşım beni UİD-DER’e davet etti. Derneğe gittiğimde o gün “burjuva kadınlarla işçi kadınların sorunları aynı olabilir mi” üzerine sohbet ediyorlardı. Yeni şeyler öğrenmeme vesile oldu, sonra arkadaşımla tekrar görüşmek istedim. İkinciye görüştüğümüzde ona bizim işyerinde Suriyelilerin çalıştığını söyledim ve Suriyeliler hakkında düşüncesini sordum. Arkadaşım “onlar bizim sınıf kardeşimiz, biz işçilerin onlara karşı iyi olmamız lazım” dedi. Ben de arkadaşım gibi düşünüyorum, Suriyeliler bizim kardeşimiz. UİD-DER’li arkadaşım sayesinde birçok şey öğreniyorum, 21 yaşındayım, hayatımın en güzel yıllarını hep çalışarak geçirdim, 14 yaşımdan beri çalışıyorum, ben de insan gibi yaşamak istiyorum. Bunun tek yolu bir araya gelmemiz. Biz işçiler bir araya gelirsek dünyayı ellerimize alırsak dünya o zaman yaşanacak bir dünya olur.