Her sene olduğu gibi, bu sene de uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs için meydanlardaydık. Burjuvazinin medyasına, yalanlarına kanmadığımızı, bir sınıfın parçası, bir geleneğin sürdürücüleri olduğumuzu bir kez daha alanlarda taleplerimizi haykırarak dosta düşmana gösterdik.
Kortejimizin en önünde, kadınlara çifte ezilmişliği reva gören bu sisteme karşı “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” pankartıyla UİD-DER Kadın Komitesi yer alıyordu. Düzenli ve disiplinli UİD-DER kortejinin içinde bulunmaktan gurur duydum. Taleplerini haykırmak ve birlikte güçlü olduğunu göstermek için kadınıyla erkeğiyle her sektörden işçiler, emekçiler 1 Mayıs alanındaydı. Kapitalistler açısından baktığımız zaman, onlar işçilerin ücretini arttırmak istemezler. “Herkese iş” de istemezler. İşçileri düşük ücrete boyun eğdirmek için “bak kapıda senin gibi binlercesi iş arıyor, ücret bu, işine gelirse” diyebiliyorlar. Çalışma koşullarından kadın haklarına, siyasal gündemden enternasyonal mücadeleye kadar birçok konuda haklı taleplerimizi hep bir ağızdan dile getirdik. “Ücretler Yükseltilsin!” “Herkese İş Güvencesi!” dedik. Sloganlarımız taleplerimizi, düzenli ve disiplinli kortejimiz ise bu haklı talepler için ne kadar kararlı olduğumuzu gösterdi.
1 Mayıs bize yalnız olmadığımızı, koca bir sınıfın parçası olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Biz biliyoruz ki, asgari düzeyde yaşamaya mecbur bırakan da, kadınlara çifte ezilmişliği dayatan da bu sermaye düzenidir. Kapitalizme karşı duyduğumuz haklı öfkeyi, bir kadının sloganlara son gücüyle eşlik ederkenki kısılmış sesinde gördüm. O öfke büyüyecek, o yumruklar birleşecek ve inecek tepesine bu çarkı bozuk düzenin!