
İSİG Meclisi’nin yayımladığı Mayıs ayı iş cinayetleri raporuna göre, geçen ay en az 166 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 166 işçinin 14’ü çocuk, 10’u kadın, 6’sı göçmen işçi. Hayatını kaybeden çocuk işçilerin 5’i 14 yaş ve altında. Mayısta iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerle birlikte, 2018 yılının ilk 5 ayında en az 754 işçi hayatını kaybetmiş oldu.
İSİG Meclisi raporunda, 24 Haziran seçimlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi açısından önemine dikkat çekerek taleplerini sıraladı:
- OHAL döneminde iş cinayetleri yüzde 10 arttı, OHAL kaldırılmalıdır.
- Ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Sendikasız çalışmak demek ölüm demektir. İşyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir.
- İş cinayetlerinin sorumlusu işverenler, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır.
- Meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmeli ve bu noktada sağlık örgütlerimizin yürütücülüğünde tespit eden/önleyen bir yaklaşım hayata geçirilmelidir.
- Asgari ücret yükseltilmeli, işten atmalara son verilmeli ve işsizlik önlenmelidir.
- Toplu taşıma, konut ve gıda fiyatları konusunda adımlar atılmalıdır.
- Özellikle sanayinin ucuz emek gücü ihtiyacını karşılayan 4+4+4 eğitim sistemine son verilmeli ve çocuk işçilik yasaklanmalıdır.
- Emekliliğin yaşa takılmasına ve kademeli olarak 65 yaş olarak belirlenmesine yani mezarda emekliliğe son verilmelidir.
- Kadını temel alan bir işçi sağlığı anlayışı tanımlanmalıdır.
- Temel düzenlemelerden mahrum bırakılan mülteci/göçmen işçilerin çalışma, sağlık, barınma, ücret vb. güvenceleri sağlanmalıdır. Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmelidir. Yine bu noktada bölge ülkelerini savaşın içine sürükleyen politikalardan uzak durulmalıdır.
İş cinayetleri her ay çok sayıda işçi ailesinin evine ateş düşürmeye devam ediyor. Seçim gündemine kilitlenmiş ve emekçilerin oylarını alma hesabını yapan AKP hükümeti, birçok konuda çeşitli vaatler sunuyor. Ancak bunların arasında, işçinin canını ve sağlığını koruyacak tedbirlerin alınması, önlem almayan ve iş kazalarına neden olan patronlara caydırıcı cezaların verilmesi yer almıyor. Yani AKP iktidarı, sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir hükümet olmanın gereklerini yerine getiriyor. Olan işçilere, emekçilere ve ailelerine oluyor.