
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi “Türkiye’de Çocuk İşçiliği ve Çocuk İş Cinayetleri Raporunu 11 Haziranda Ankara Tabip Odasında gerçekleştirdiği basın toplantısıyla açıkladı. İSİG Meclisinin yayınladığı rapora göre, 2013 yılının başından 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Çocuk işçilik dünyada ve Türkiye’de vahim bir tablo sergiliyor. Yarısından fazlası tarımda olmak üzere dünyada yaklaşık 168 milyon çocuk çalışıyor. Bu çocukların önemli bir kısmı en kötü işlerde çalıştırılıyor ve eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Türkiye’de ise resmi olmayan rakamlara göre 2 milyonun üzerinde çocuk işçi var. Bu konuda bir önlem alınmadığı gibi çocuklara giderek daha güvencesiz ve kötü çalışma koşulları dayatılmakta, çocuk işçiliği giderek daha tehlikeli ve çok tehlikeli işlere kaymakta, çocuk iş cinayetleri artmakta.
İSİG Meclisinin raporunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2018 yılını “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı” olarak ilan ettiği ancak hükümet ve yetkililerin sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği belirtildi. “İSİG Meclisi olarak, Türkiye’de çocuk işçiliğin getirildiği durumun somut bir çıktısı için çocuk iş cinayetlerine odaklanarak ve 2013 yılının başından 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıklıyoruz. Çocuk işçilikle mücadele yılı ilan edilen yılın ilk 5 ayında şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşmış olan çocuk iş cinayetinin yaşandığı görülmektedir. Ailesinin yanında çalışan, stajyerlik yapan, okul masraflarını sağlamak ya da aile geçimine katkıda bulunmak üzere gündelik ya da geçici işlerde çalışmak zorunda olan çocuk işçi sayısında büyük bir artışın yaşandığı bu dönemler iş cinayetlerinde büyük bir artış yaşanmaktadır” denildi.
Mülteci çocukların ölüm oranının daha yüksek olduğuna dikkat çeken raporda çocuk iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı üç ilin sırasıyla Adana, Şanlıurfa ve Gaziantep olduğu belirtildi. “En fazla çocuk iş cinayeti yaşanan Adana’da 5,5 yılda 24 çocuk çalışmak zorunda olduğu için ölmüş, onu 19 ölümle Şanlıurfa, 18 ölümle Gaziantep, 15 ölümle İstanbul, 14 ölümle Konya izlemiştir” denildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi: “Yaşamını yitiren 319 çocuk işçinin 29’u mülteci/göçmen çocuklardır. Mülteci çocukların ölüm oranının bu denli yüksek olması hem çalışma koşulları bakımından çok daha tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını hem de çalışan mülteci çocuklara yönelik şiddetin ne denli büyük olduğunu göstermektedir.”
İSİG Meclisinin raporuna göre çocuk işçiler en çok tarım sektöründe ölmüştür. Bunda 50 ve daha az işçi çalıştıran tarım işletmelerinin denetim dışında bırakılması ve yaptırım uygulanmaması etkilidir. Tarımda yaşanan iş cinayetlerini inşaat sektöründeki çocuk işçi ölümleri izlemektedir. İş cinayetinde yaşamını yitiren 319 çocuğun 100’ü 14 yaş ve altındadır. 14 yaş ve altındakilerin çalışması tamamen yasaktır. Çalışması yasal olan 15 yaşın üstünde çocuklar ise kimya, metal gibi ağır ve tehlikeli olup çalıştırılması kanunen yasak işlerde de çalıştırılmaktadır. Bunun yanı sıra “mesleki eğitim” adı altında stajyerlik ve çıraklık yaygınlaştırılarak çocuk işçiliğin önü açılmaktadır. Buralarda da çocuklar iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden uzak çalıştırılmaktadır.
Açıklamada, hükümetin “istihdam seferberliği” kapsamında sözde 1 milyonun üzerine çıkan ek istihdamın, işyerinde işçi statüsünde kabul edilmezken istatistiklere eklenen stajyer, çırak ve kursiyerler olduğu söylendi. Bugün sayısı 1,5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırak sömürüsüne, 4+4+4 eğitim sisteminin çocukları işçileştirme üzerine kurulu politikanın parçası olduğuna değinildi. Raporda çocuk işçi cinayetlerinin önlenmemesinin diğer nedenlerinin sorumlulara yaptırım uygulanmaması, yargı sürecinin uzunluğu, ailenin anlaşma yolunu seçmek zorunda bırakılması olduğu vurgulandı.
Ankara İSİG Meclisinin 12 Haziran Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Gününde çocuk işçiliğin önlenmesine dair talepleri şöyle sıralandı:
- Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir.
- Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır.
- Kayıt dışı çocuk işçi çalıştıran kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.
- Yasa dışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.
- Çocuk işçilik yasaklanmalıdır.