Hayat pahalılığı artıyor. Pazar alışverişi belki de en belirgin olarak kendini gösteriyor. Ev için gerekli sebze-meyveleri alırken cebimizden çıkan tutarlar kat be kat arttı. 5 kilo aldığımız patates 3’e, 3 kilo aldığımız biber 1’e düştü. Patronların bizi 3 kuruş uğruna uzun saatler boyunca hiç acımadan çalıştırarak, bizleri sömürerek verdiği maaşlar ne meyve-sebzeye ne de elektrik-su ya da kiraya yetiyor.
16 senedir iktidarda olan AKP hükümetiyle her kötülük de katlanarak arttı. Taşeron işçilik yaygınlaştı. Geldikleri zaman 400 bin olan taşeron işçi sayısı şimdilerde 3-4 milyonu aşıyor. Üretilen zenginlikten alınan pay ise işçi sınıfı açısından mum gibi eriyor. 2000’lerin başından bu yana kadar geçen zamana bakıldığında zengin daha da zengin olurken, yoksul daha da yoksullaştı. İşçi sınıfı açısından artan şeyler ise işsizlik, iş cinayetleri, taşeronluk, yoksulluk, açlık...
Şimdilerde ise saltanatlarını sürdürmek, işçi sınıfına dönük baskıcı, yıkıcı politikalarını artırmak için yeni bir seçimle karşımıza çıktılar. Kasım 2019’da olması gereken seçim neredeyse bir buçuk sene öncesine alındı çünkü bir an önce isteklerini gerçekleştirme arzusundalar. Baskın seçim niteliği taşıyan bu seçimlerde öne sürülen vaatler ise tam bir facia niteliğinde. Sanki 16 yıldır hükümeti yönetenler bir başkasıymış da işsizliği, yoksulluğu bitireceklerinden dem vuruyorlar. Her fırsatta dile getirilen “grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade edip müdahale ediyoruz” sözünü sanki bir başkası söyledi, defalarca uzatılan OHAL’i bir başkası getirdi. Şu an onların kaldırması için bir engel var da sanki seçimden sonra ilk iş olarak OHAL’i kaldıracaklarmış! Tam bir ikiyüzlülük! İkiyüzlülük konusunda maşallah tam bir ustalık dönemi yaşıyor hükümet.
Görünen o ki çoğunluğumuzun yüreğindeki öfke kabarmış, dışarı taşmak istiyor. Toplumu korku yoluyla, sindirmeyle yönetmeye çalışanlar da bu durumun farkında. Yılmadan yıkılmadan, umutsuzluğa kapılmadan yola devam etmeliyiz. İşçi sınıfı ayağa kalktığında, suyun önü bir kez açıldığında her şey çok farklı olacaktır. Yüreğimizde kabaran öfkeyi gelecek güzel günlerin umuduyla harmanlayıp mücadelemize sımsıkı sarılmalıyız.