
Geçtiğimiz Cumartesi günü, UİD-DER’in Marport liman işçileri için düzenlediği müzik ve şiir dinletisine Gebze temsilciliğimizden bir grup işçi olarak bizler de katıldık. Amacımız direnişteki işçi arkadaşlarımıza hem moral vermek hem de bugüne kadar sınıfımızın tarihinde edinilmiş mücadele deneyimlerini ve patronlar sınıfının biz işçilerden özenle sakladığı ya da çarpıttığı gerçekleri paylaşabilmekti.
Etkinlik derneğimiz üyesi bir kadın işçi arkadaşımızın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından, sınıfımızın mücadele tarihinden kesitler aktaran slâyt gösterimi yapıldı ve UİD-DER işçi korosunun hazırlamış olduğu, marşları, türküleri ve şiirleri dinledik. Daha sonra, direnişçi Marport işçileri ve biz UİD-DER’li işçilerin süreç içersinde yaşadığımız mücadele deneyimlerimizi, serbest kürsü bölümümüzde paylaştık.
İlk konuşmayı, 12 yıldır Marport işçisi olan bir işçi kardeşimiz yaptı. Esprili bir dille bizlere, bu yaz gündemde olan kene vakasının ne olduğunu anlatan işçi arkadaşımız, aslında yıllardır bizlerin kanıyla, canıyla, emeğiyle beslenen kenelerin “patronlar sınıfı” olduğunu vurguladı.
Ardından söz alan başka bir Marport işçisi, konuşmasında, “12 yıldır İstanbul’dayım ve hiç bu kadar güzel bir ortam yaşamadım. 4-5 sene içerisinde çok işyeri değiştirdim ve hep doğruları söylediğim için dokuz köyden kovuldum. Eğer bizler haklarımız için mücadele etmezsek bir gün şerefimizi de kaybederiz. UİD-DER’li arkadaşların bizlerin yanında olarak yaşattıkları bu güzel duygular sayesinde ben de artık bu ailenin bir parçasıyım” diyerek bizlerle duygularını paylaştı.
Bir diğer işçi arkadaşımız ise, “1996 yılından beri bu limanlarda beraber çalışıyoruz. Birçok arkadaşımızın sendika konusunda bir bilgisi yoktu. Dolayısıyla bu hazırlıksızlığımız patronlar cephesini sevindirdi. Bizlerin omuzlarındaki sorumluluk ve yaşanan maddi sıkıntılar direnişteki arkadaşlarımızın birçoğunun işe geri dönmesine neden oldu. Yaşanan süreçte 210 işçi arkadaşımız sendikamızın da onayıyla işe geri döndü. Bizler ise dışarıdan desteğimizi sürdürüyoruz. Bugün ilk sendikalı olan biz değiliz, son da olmayacağız, yaşasın sınıf dayanışması” diyerek mücadele vurgusu yaptı.
Sınıf kardeşlerimizden biri ise konuşmasına bir özeleştiriyle başladı ve şunları söyledi: “Bizler bu mücadelenin başında, bu işi 1-2 hafta içersinde bitiririz diye düşünüyorduk. Artık şunu biliyoruz ki sendikal mücadele uzun ve çetin bir mücadele. Biz bu yaşadıklarımızdan çok şey örgendik. Bizler mücadelemizle bu işi başaracağız ve güzel günler göreceğiz.”
Söz alan UİD-DER’li işçi arkadaşlarımız ise grev ve direnişlerin bizler için önemine değinerek, patronlar sınıfına karşı örgütlü mücadelenin şart olduğuna vurgu yaptılar. Daha sonra çektiğimiz halayların ardından, her zaman yanlarında olmaya devam edeceğimizi ifade ederek kardeşlerimizin yanlarından ayrıldık.