Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor ve etkisini işçilerin, emekçilerin mutfağında her geçen gün daha fazla gösteriyor. Fatura bedeli artıyor; sebzelerin, meyvelerin, temel tüketim ürünlerinin fiyatı artıyor; 50 liraya karşılık gelen yakıtın miktarı günden güne azalıyor.

TÜİK’in açıklamalarına göre Haziran ayında enflasyon son 14 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Enflasyon, geçen yılın Aralık ayına göre yüzde 9,17, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 15,39 arttı.

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,61 arttı. Üretici fiyatları ise yıllık yüzde 23,71’e yükseldi. Böylece enflasyon yıllık bazda 2003’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.

2016’da yüzde 8,5 seviyesinde iken geçen yıl çift haneyi gören enflasyonun, hükümetin iddiasının aksine, bu yıl tek haneli rakamlara düşmedi. Yıllık enflasyonda en fazla artış yüzde 24,26 ile ulaştırma grubunda gerçekleşti. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık yüzde 18,89, giyim ve ayakkabıda yüzde 11,34, ev eşyasında yüze 18,91, eğitimde yüzde 10,79 artış gerçekleşti.

Ekonomistler, Türkiye’nin ekonomik durgunluğa sürükleneceğini ve enflasyonun yüzde 20’lere doğru tırmanmaya devam edeceğini ifade ediyorlar. Sermayenin kârları artarken, fatura yine işçi-emekçilere kesilecek. İşçi ücretlerinin alım gücü her geçen gün eriyor.

DİSK: “Krizi biz işçiler yaratmadık, krizin bedelini de biz ödemeyeceğiz”

Enflasyonun yükselmesine, işçilerin alım gücünün düşmesine ve hükümetin önümüzdeki günlerde iğneden ipliğe her şeye zam yapmaya hazırlanmasına sendikalar da tepki gösteriyorlar. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu adına basına açıklama yapan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, enflasyonun sıçramalı artışına tepki gösterdi. “Enflasyonun altında ezilmeyeceğiz, krizin bedelini ödemeyeceğiz. Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler arttırılsın” sözleriyle başlayan açıklamada, son 15 yılın en yüksek enflasyonuna ulaşıldığını dikkat çekti.

Asgari ücrete 2018 yılı için yapılan yüzde 14’lük zammın şimdiden enflasyon altında kaldığına dikkat çeken Çerkezoğlu, “Asgari ücret yılsonu beklenmeden gözden geçirilmeli ve enflasyon artışı ve büyüme dikkate alınarak yeniden hesaplanmalıdır” dedi. Enflasyondaki artışın tüm çalışanların ücretlerinde reel kayıplara yol açtığını ifade etti. “Enflasyondaki rekor artış, vergi dilimi kaybı ve ekonomik büyüme dikkate alınarak ücretler derhal revize edilmeli ve arttırılmalıdır” talebini dile getirdi.

Çerkezoğlu, yüksek enflasyon ve ekonomik durgunluğun istihdamda daralmayı, iflasları ve işyeri kapanmalarını beraberinde getirebileceğini, önümüzdeki aylarda işsizlikte tırmanma yaşanabileceğini söyledi. Krizin faturasının her zaman olduğu gibi emekçilerin sırtına yüklenmeye çalışılacağına dikkat çeken Çerkezoğlu, açıklamasını şu sözlerle sona erdirdi: “Israrla sürdürülen sermaye yanlısı neoliberal politikaların ve hükümetin kendi beceriksizliğinin ürünü olan ekonomik krizin faturası emekçilerin sırtına yüklenemez. Krizi biz işçiler yaratmadık, krizin bedelini de biz ödemeyeceğiz.”