11 Temmuz’da Soma Katliamı davasında karar açıklanmıştı. Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan dâhil 37 kişi beraat etmiş, sadece 14 kişiye taksirle adam öldürme ve yaralama suçundan ceza verilmişti. Somalı madenci aileleri verilen kararı protesto etmek için “Adaleti Yeryüzüne Çıkaracağız” diyerek 12 Temmuz’da Manisa’dan Ankara’ya yürüyüş başlattılar. Aileler Çanakkale, Silivri, Tuzla, Kocaeli, Zonguldak gibi illerde adalet arayan işçilerle, yakınlarını iş cinayetlerinde kaybeden ailelerle buluştular. 16 Temmuz Pazartesi günü de Hâkimler ve Savcılar Kurulu önünde basın açıklaması yaparak yürüyüşlerini sonlandırdılar.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu önünde polisin engellemesine ve biber gazlı saldırısına maruz kalan ailelere uygulanan şiddet, Soma faciası sırasında madenci yakınlarının yerlerde tekmelenmesini hatırlattı. Polisin HSK önüne yürüyen aileleri engellemeye çalışması ve “açıklama yapmanıza izin yok” demesi üzerine aileler tepkilerini dile getirdiler. “Bela çıkarmaya değil hak aramaya geldik, fakire adalet yok” dediler. Ancak kalkanlarla aileleri ve avukatları iten polis, biber gazı sıktı. Basın açıklamasında ailelere destek olmak için gelenlerin polis tarafından uzaklaştırılmasından sonra temsili olarak ailelerden bir grubun açıklama yapmasına izin verildi.
Aileler “bizim çocukların bedeli 15 yıl değil, nerede adalet? Çocuklarımızın mezarından toprak getirdik, kömür getirdik, bedeli ödendi diye. Ama onlar hâlâ adaleti getirmediler… 15 Temmuzda ölenlerin pankartı her yerde var, bizim bir tane pankarta (üzerinde 301 maden şehidinin adının yazılı olduğu pankart) dayanamıyorsunuz. Bunlar gâvur evladı değil” sözleriyle tepkilerini dile getirdiler.
Basın açıklamasını aileler adına katliamda yaşamını yitiren Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak gerçekleştirdi. Çolak şöyle konuştu: “Ülke tarihinin en büyük işçi katliamında evlatlarımızı yitirdik biz. 13 Mayıs mahşer yerini yaşadık. 3 yılı aşkın süredir adliye koridorlarında sadece kendi evlatlarımız için değil, ölüm düzeninde çalışan tüm işçiler için adalet diye haykırdık. Biliyorduk ki, eğer bu davada adalet sağlanırsa, bu dava emsal teşkil ederse; patronlar bu kadar pervasızca işçilerin kanı ile büyüyemeyecek, bir Soma, bir Ermenek daha yaşanmayacaktı. Ülkede adaletin kimler için var olduğunu 11 Temmuz gününde bir kez daha görmüş olduk. Kamu görevlilerinin, enerji ve çalışma bakanlıklarının hiç yargılanmadığı davada patronlara ödül niteliğinde cezalar kesilmiş oldu. Adalet bu davada göçük altında kaldı. Amacımız HSK’dan adalet talep etmek değil. Adaleti yerin altından kömürü çıkarır gibi yeryüzüne bizlerin çıkaracağını haykırmaktır. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek. Emeğin ve adaletin ülkesini kurana kadar devam edeceğiz. Hepimizin yolu açık olsun.”
Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak, şöyle konuştu: “Elimizde kömürle geldik ama onlar hâlâ adaleti getirmedi. Yazıklar olsun. Adaleti neden istiyoruz, biliyor musunuz? Gidenleri geri getiremeyeceğiz ama 440 çocuk daha güvenli yaşayacak. Parayla, TOKİ ile üstünü kapatmaya çalışıyorlar ama biz sadece adalet istiyoruz.”
Açıklamanın ardından, Somalı aileler, kendilerine destek veren CHP’li milletvekilleri ile beraber HSK yetkilileriyle görüşme yapmak üzere içeri girdiler. Bunun ardından saat 18.00’de Mülkiyeliler Birliği’nde forum gerçekleştirdiler. Forumun sonunda Olgunlar Caddesindeki Madenci Anıtına karanfil bırakmak için yürüyüş yapıldı. Burada da polis aileler hariç kimseyi anıta yaklaştırmadı. Toplanan kitleye saldırarak uzaklaştırdı.
Soma davasında verilen karar da, hükümetin başından beri katliamı sıradanlaştıran, protesto edenlere saldıran tutumu da iş kazaları ve iş cinayetlerinin ancak işçilerin mücadelesiyle durdurulabileceğini gösteriyor.