Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Köşeler > Yaşamın içinden > Tersane İşçilerinin Sorunları Mücadeleyle Aşılır!

Tersane İşçilerinin Sorunları Mücadeleyle Aşılır!

Tuzla’dan tersane işçileri

11.09.2008

Hep belirttiğimiz gibi 21. yüzyılda olmamıza rağmen tersane işçilerinin çalışma ve yaşam koşulları 18. yüzyılın vahşi kapitalizm koşullarını aratmıyor. İşyerlerindeki sorunların üzerine bir de barınma sorunlarımız ekleniyor. Pek çok işçi arkadaşımız yatacak yer olarak bekâr evlerini kullanıyor. İş dışında pek vaktimiz kalmasa da, ne kadar kalıyorsa o kadarını evimizde dinlenerek geçirmek istiyoruz. Fakat bekâr evlerinin koşulları hiç de iç açıcı değil. Bir odanın içinde 15 işçi kalıyor ve evin bütün odalarında durum aynı. Üstelik bu kadar işçi arkadaşımız 1 banyo ve mutfağı paylaşıyor. Bu koşullarda nasıl dinlenilebilir ki?

Tersanedeki iş yoğunluğu, baskılar, ağır ve tehlikeli çalışma koşulları ve onun verdiği stres bizi insan olmaktan zaten çıkarıyor. Arkadaşlarımıza tersanede “çalışma koşulları değişir mi” ya da “nasıl değişir” diye sorduğumuzda pek umutlu cevaplar almıyoruz. Biz işçiler birbirimize güvenemiyor, birlikte hareket edemiyoruz. Grev, direniş yapamıyoruz, hakkımızın kavgasını veremiyoruz. Çünkü greve gittiğimizde patron tarafından işten atılıyoruz ve bu korku pek çok işçi arkadaşımızı mücadeleden alıkoyuyor. Oysa bizler birbirimize güvenip bazı şeyleri göze alarak örgütlenirsek kazanırız.

UİD-DER’in İşçi Dayanışması bülteninde çıkan bekâr evleriyle ilgili yazıyı UİD-DER’li tersane işçileri olarak pansiyondaki diğer işçi arkadaşlarımızla birlikte okumak istedik. İşçi arkadaşımızdan biri “dur, okuma” dedi. Biz de bir yandan çaylarımız yudumlarken, diğer taraftan da işçi arkadaşımızın neden okumamızı istemediğini öğrenmek istedik. İşçi arkadaş, “bizim yaşamımızı abartarak yazıyorlar” dedi. Bunun üzerine biz de “yazıyı okuyup ona göre kararı birlikte verelim isterseniz” dedik. Bunun üzerine yazıyı hep beraber okuduk. Çaylar biterken pansiyondan bir işçi arkadaşımız yazı üzerine konuşmaya başladı. “Biz işçilerin yaşamını bizden çok daha güzel anlattığı için UİD-DER’li arkadaşlara çok teşekkürler ederiz. Biz her şeyin yaşadığımız gibi anlatılacağını hiç beklemiyorduk. Onun için tekrar teşekkür ederim” dedi.

Sohbetimiz devam ederken işçi arkadaşlarımız kendi tersanelerinde yaşanan birkaç ilginç olayı anlattılar. Kısa bir süre önce Gisan tersanesinde yaşanan iş kazasının üzerine, Ankara’dan aralarında bakanın da yer aldığı bir heyet geliyor ve işçi arkadaşlar eğitim salonuna toplanıyor. Ankara’dan gelen bakan ve heyeti, “tersanedeki ölümleri, iş kazalarını durdurmanın yollarını arıyoruz” diye başladıkları konuşmalarına tersane bölgesindeki “emniyetli çalışma koşullarını” sıralayarak devam ediyorlar. Cümlelerini tamamladıktan sonra işçi arkadaşlarımıza dönerek “sizlerin soruları var mı” diye soruyorlar.

Bir işçi arkadaş kalkıp “Sizin geleceğinizi biliyorduk. Sizin geleceğiniz gün bu tersanenin her yeri boyandı, yerler yıkandı. Bizlere yeni kıyafetler, baret ve iş güvenliği ekipmanları verildi. Bütün bunlar yetkili biri geldiği zaman olur. Siz gelmeden bizlere hiçbir şey verilmiyor” diyerek, birçok işçi arkadaşımızın aslında içinden geçirdiği düşünceleri yüksek sesle dile getiriyor. Bakan da “o zaman git şikâyet et” cevabını veriyor. İşçi arkadaşımız da “şikâyet edersem işten atılırım” diyor. Salonda bir sessizlik oluyor. Sessizliği bir başka işçi arkadaşımız bir soruyla bozuyor: “Biz işçilerin ücretleri neden banka üzerinden asgari ücret olarak yatıyor. Bankaya yatan para üzerinden sigorta primimiz yatırılıyor. Bizim sigortalarımızdan çalınıyor, bunun için ne yapmayı düşünüyorsunuz?” Devletin bakanları ve heyeti bu arkadaşımıza cevap vermek yerine soruyu geçiştirmeyi tercih ediyorlar.

Bir işçi arkadaşımız da başbakanın RMK tersanesine gelişini anlattı. Tersanedeki 1500 işçinin hemen hepsine yeni elbiseler vermişler ve bir de gemi yoluna kırmızı halı sermişler. Yerler hiçbir tersanede olmadığı kadar temizlenmiş. Eski bütün malzemeler çöpe atılmış. “Başbakan gittikten sonra her şey eski tas, eski hamam oldu” diyor işçi arkadaşımız. Kırmızı halının yerinde şimdi işçi arkadaşlarımızın iş kazalarında akıttığı kanlar durmakta.

Başbakan ya da birtakım heyetler biz işçilerin koşullarını düzeltmek için değil tepkimizi hafifletmek ve bizi kandırmak için geliyorlar tersanelere. Bizler şunu çok iyi kavramalıyız. Bu koşulları değiştirecek olan bizim örgütlü mücadelemizdir. Onun için de tersanedeki çalışma koşullarımızı kanıksamamalı, kaderimiz olarak görmemeliyiz. Tersane patronlarının yazmak istediği bu kadere, bu koşulara dur demeliyiz. Bunu da ancak tersane işçilerinin birbirlerine karşı güvensizliğini kırıp, örgütlü gücüne güvenmesini sağlayarak başarabiliriz.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

  • Yaşamın içinden [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/tersane-i%C5%9F%C3%A7ilerinin-sorunlar%C4%B1-m%C3%BCcadeleyle-a%C5%9F%C4%B1l%C4%B1r

Links
[1] https://uidder.org/Koseler/yasamin_icinden