
Son yıllarda televizyonlarda, gazetelerde çokça gördüğüm bir mesele var: Y-kuşağı. 1980-2000 yılları arasında doğmuş ve günümüzde 18-38 yaş arasındakileri kapsayan gençlerin hepsine Y-kuşağı deniyormuş. Bu kuşağı diğer kuşaklardan ayıran belirgin özellikler varmış. Bir kere bu kuşak teknoloji kuşağıymış. Televizyon, bilgisayar, internet birçok büyük gelişmeye tanıklık edip hayatlarını bunların etkisiyle belirliyormuş. Kendilerini özgür hissettikleri işlerde çalışmayı seviyorlarmış ve oralarda başarılı oluyorlarmış.
Ben Y-kuşağı için söylenenlerden özellikle “kendilerini özgür hissettikleri işlerde çalışırlar” ifadesine takıldım. Bu herhalde Y-kuşağı için ortaya atılmış en büyük yalanlardan biri olsa gerek. Ülkemizde Y-kuşağının işsizlik oranlarına biraz baktığımızda durum hiç de öyle ağdalı laflarla anlatıldığı gibi olmadığını görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan 2018 için yayınladığı bültende genç işsizlerin (15-24 yaş) oranının yüzde 16,9 olduğunu söylüyor. Gerçek oranların bundan daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani kendilerini özgür hissettikleri işte çalışmaları mümkün bile olmuyor.
Mesela geçenlerde bir arkadaşımla karşılaştım. Kendisini uzun zamandır görmüyordum. En son yaklaşık on ay önce görüşmüştük. O zaman bana askere gideceğini söylemişti. İş başvurusu yaptığı bir fabrika askerliğini yaparsa onu işe alacağını söylemiş ve o da hemen tecilini bozdurup askere gitmeye karar vermiş. O gün bana heyecanlı ve mutlu görünmüştü. Çalışma koşulları iyi olan bir fabrikada iş ayarlayabildiği için onun adına sevinmiştim. On ay sonra onu tekrar görünce hemen işe başlayıp başlamadığını sordum. Ama öğrendim ki arkadaşım askerden döndüğünden beri işsizmiş. Ona “askerliğini yap gel” diyen fabrika iflas etmek üzereymiş ve işçilerin büyük bir kısmını işten çıkarmış. O da dört aydır evde iş ilanlarına bakmaktan başka bir şey yapmıyormuş.
Üniversiteden yeni mezun olmuş bu arkadaşım gibi işsizlikle boğuşan milyonlarca genç var. Y-kuşağı sadece işsizlikle değil daha başka bir sürü zorlukla yüzleşiyor. Enflasyon her geçen gün artıyor ve ekonomik kriz derinleşiyor. İş cinayetlerinde binlercesi hayatını kaybediyor. OHAL rejiminde işten çıkartmalar ve haksız ihraçlar yaşıyor.
Kapitalizm kuşak falan ayırmadan hepimizin hayallerini ve umutlarını yok ediyor. Genç, yaşlı milyonlarca insan bu sistemin yaşattıklarıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Bir tarafta krizden hiç etkilenmeden hayatını yaşayan patronlar, diğer tarafta işsizlikle ve açlıkla boğuşan milyonlar. Bu düzenin hayatımızı karartmasına izin vermeyelim. Güzel günler görmek, motorları maviliklere sürmek için örgütlenip mücadele edelim.