Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR); Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından açıklanan resmi veriler üzerinden işsizlik ve istihdama ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. “İşsizlikte Krizin Ayak Sesleri!” başlığı ile kamuoyuna sunulan DİSK-AR Ağustos 2018 İşsizlik Raporunda, önümüzdeki süreçte işsizliğin artacağı vurgulandı.
TÜİK tarafından Mayıs ayı dar tanımlı işsizlik oranı %9,7 olarak, işsiz sayısı ise 3 milyon 136 bin olarak gösterilmişti. DİSK-AR raporunda, bu işsizlik hesabının çeşitli sorunlar ve kısıtlamalar içerdiği için gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Resmi veriler üzerinden DİSK-AR’ın yaptığı hesaplamalara göre gerçek işsizlik oranı %16,6 iken, gerçek işsiz sayısının 5 milyon 707 bin olduğu, 494 bin işsizin de “iş bulma ümidini kaybetmiş durumda” olduğu vurgulandı. Raporda, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizliğin yılbaşından bu yana düzenli olarak arttığı belirtildi. En çok kadınların işsizlikten etkilendiğini TÜİK verilerinin de ortaya koyduğunu belirten DİSK-AR raporu, tarım dışı kadın işsizliğinin %16,1 olarak, genç kadın işsizliğinin %23,2 olarak, kentsel kadın işsizliğinin ise %27,6 olarak hesaplandığını aktardı. Üniversite mezunlarının %10,9’unun işsiz olduğuna dikkat çekilen raporda, genç nüfustaki işsizliğin toplamda %18,4 olduğunun altı çizildi.
TÜİK verilerinin Mayıs ayını yansıtması nedeniyle yükselen enflasyonun ve döviz krizinin açık etkilerinin şimdilik görünmediğine dikkat çeken raporda, işsizlikteki artış eğiliminin İŞKUR’un Temmuz verileri tarafından da teyit edildiği belirtildi. DİSK-AR raporunda İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısının geçen senenin Temmuz ayına göre 130 bin kişi arttığına, öte yandan İŞKUR’un işe yerleştirmelerinde ise ciddi bir zayıflama olduğuna değinildi. Önümüzdeki aylarda krizin etkisiyle işsizlikte artış eğiliminin güçleneceği vurgulandı. DİSK-AR raporunda işsizliğin artmasının önüne geçmek için kriz gerekçesiyle çalışanların işten atılmasının yasaklanması, kadın istihdamının arttırılması için önlemler alınması, toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanların daimi işçi statüsüne geçirilmesi, ücretler düşürülmeden iş saatlerinin 37,5 saate indirilmesi, herkese nitelikli ve güvenceli iş sağlanması gibi çeşitli önemli talepler sıralandı:
- Çalışanların sorumlu olmadıkları krizin sonuçlarından korunması için toplu işten çıkarmaların yasaklanmasını istiyoruz.
- İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.
- “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.
- Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.
- Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimî işçi statüsüne geçirilmelidir.
- İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmeli ve yararlanma koşulları özellikle kriz dönemlerinde kolaylaştırılmalıdır.
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım emeği devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.