Çeşitli siyasal parti, çevre ve derneklerin ortak düzenlediği “12 Eylül’den Ergenekon’a, Darbeciler Yargılansın” mitingi, 14 Eylülde, Kadıköy’de, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kadıköy Tepe Nautilus önünde yürüyüşe başlayan kitle, 12 Eylül faşizmini, darbeci generalleri, kontrgerillayı, Kürt halkına karşı yürütülen haksız savaşı ve emperyalist savaşı protesto eden çeşitli sloganlar yükseltti. Miting alanı üzerinde sürekli uçan polis helikopteri, yarattığı gürültüyle kitlenin sesini boğmaya çalıştı; kitleyse sesini daha da yükselterek polisin provokasyonunu protesto etti. Kortejler alana geldikten sonra, tertip komitesi adına, 12 Eylül’ün ne olduğu, kime karşı yapıldığı ve ne gibi sonuçlara yol açtığı üzerine bir konuşma yapıldı. DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de bir konuşma yaparak Kürt halkına karşı sürdürülen haksız savaşı kınadı.

UİD-DER, “12 Eylül’ün Hesabı Sorulacak - Faşizme Karşı Sınıf Cephesi”, “Başka Bir Ulusu Ezen Ulus Özgür Olamaz”, “Kapitalist Sömürüye, Emperyalist Savaşlara Karşı Mücadele Bayrağını Yükselt” pankartlarıyla mitingde yerini aldı. Yürüyüş boyunca UİD-DER korteji disiplinli ve coşkuluydu. Faşizme, kapitalizme ve emperyalist savaşlara duyulan öfke, haykırılan sloganlarla dile getirildi. Kızıl UİD-DER flamalarının yanı sıra, işçilerin ellerinde, emperyalist savaşlara, kapitalist sömürüye ve faşizme karşı mücadeleyi vurgulayan dövizler vardı.

IMG_0670.jpg [1]

IMG_0674.jpg [2]

UİD-DER korteji, deri, tersane, metal, sağlık, gıda, tekstil gibi çeşitli sektörlerde çalışan işçilerin yanı sıra direnişçi işçileri de kapsıyordu. Avcılar-Ambarlı’da direnişte bulunan Marport Liman işçileri, Bostancı Telekom’da direnişte olan ASSİSTT çağrı merkezi işçileri ve Maltepe Başıbüyük yıkımlarına karşı direnen emekçiler de UİD-DER kortejinde yerlerini aldılar. Tuzla’daki iş cinayetlerine, ağır çalışma koşullarına, işsizliğe, esnek çalıştırmaya, sendikasızlaştırmaya ve mezarda emeklilik gibi nice saldırıya, ancak örgütlü mücadeleyle karşı durulabileceği hep birlikte haykırıldı.  

Yürüyüş boyunca faşizme karşı sınıf cephesini yükseltmek gerektiği ve faşizmi ancak örgütlü işçilerin ezebileceği şu sloganlarla özellikle vurgulandı: “Faşizme Karşı Sınıf Cephesi!”, “Faşizmi Ancak İşçiler Ezer!”, “Açlık, Savaş, Faşizm, İşte Kapitalizm!”, “Milliyetçi Saldırganlığa, Şovenizme, Faşizme, Darbecilere Geçit Vermeyeceğiz!”, “Sendikal Yasaklar Kaldırılsın!”, “Siyasal Yasaklar Kaldırılsın!”, “Darbe Yasaları Kaldırılsın!”, “Darbeciler Püskürtülecek, İşçi Cephesi Yükseltilecek!”

UİD-DER miting boyunca, ulusalcılığa ve şovenizme karşı enternasyonalist kimliği öne çıkardı: “Ulusalcı Değil Enternasyonalistiz!”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi!” 

12 Eylül 1980 faşist darbesinin üzerinden 28 yıl geçti. Ancak ne darbeci generallerden ne de sermaye düzeninden hesap sorulabilmiş değil. İşçi sendikaları neredeyse tümüyle suskunluğa gömülmüş durumda. İşte böylesi bir ortamda, 28 yıl sonra ilk kez İstanbul’da, 12 Eylül faşizmine karşı kitlesel düzeyde ses yükseltilmesi oldukça önemlidir. Ancak Türkiye işçi sınıfının önünde uzun soluklu bir mücadele bulunmaktadır; bu maratonda, bürokratları sendikalardan atarak onları gerçek birer işçi örgütüne dönüştürmek de var, 12 Eylül’ün hesabını darbeci generallerden ve sermaye düzeninden sorarak demokratik hak ve özgürlükleri genişletme mücadelesi de var.

IMG_0652.jpg [3]

IMG_0637.jpg [4]