Yandaş medyada, tüm dünya Türkiye’ye karşı birleşmiş, ekonomik olarak Türkiye’yi yıkmak istiyor havası yaratılmakta. Güya Amerika Türkiye’yi yıkmak için bilinçli olarak doların değerini arttırıyor. Medya “bu ekonomik kriz hep dış güçlerin oyunu” diyerek gerçeği çarpıtıyor. Bu tür çarpık ve yalan haberlerle biz işçilerin kafasını bulandırmaya çalışıyor. İşçi ve emekçileri “milli-yerli” söylemleriyle kandırıyorlar, kendi ekonomik krizlerine ortak etmeye çalışıyorlar.
Ekonomik krizle beraber her şey daha da pahalılaşmaya, alım gücü düşmeye başladı. Dolayısıyla ülkeyi yönetenler veya medya ne derse desin insanlar krizi köküne kadar hissediyorlar. Bu yüzden işyerindeki işçi arkadaşlarım her gün memleketi krizden kurtarmak için yeni yeni önerilerle geliyorlar. Arkadaşlardan biri Coca Cola’yı boykot etmekle başladı, Rusya ile Türk lirası üzerinden ticaret yapmakla devam etti, Amerika’ya savaş açıp yenmekle bitirdi. Bir diğer arkadaşın, doların yükselişi nedeniyle malzemeciden malzeme alamayan patronu “Amerika”ya kafa tutmak kolay mı? Olsun bu da geçer sıkarız dişimizi” diyerek teselli vermeye çalışıyor. Bir başka işçi kardeşimiz ise bu ekonomik krizlerin hep İsrail lobisinin başının altından çıktığını söyleyerek, yerli ve milli olursak daha da zenginleşeceğimizi söylüyor. İşin trajikomik yanı, ekonomik krizin sorumluları biz işçilermişiz gibi oturup çözümler üretmeye çalışıyoruz kendimizce. Büyük sermaye sahipleri kendi ekonomik çıkışsızlıklarını, kendi milyon dolar borçlarını biz işçilerin sırtına yıkmaya çalışıyor. Milyon dolar borç alırken biz işçilere sormayan, zenginliklerine zenginlik katan patronlar, sıra bu borcu ödemeye gelince bir anda bizi de işin içine katıveriyorlar.
Biz işçiler “yerli ve milli” yalanlarla kandırılıyoruz. Ekonomik krizleri çıkaran bu sistemin ta kendisidir. Bu çürümüş, kokuşmuş kapitalist sistem devam ettikçe ekonomik krizler de devam edecektir. Biz işçi ve emekçiler ekonomik krizden patronları nasıl kurtarırız diye düşünmek yerine, bizi bu bataklığa iten, açlığa, sefalete, savaşlara, yıkıma sürükleyen patronlardan nasıl kurtuluruz diye düşünmeliyiz.