
Merhaba arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi gündemimizde ekonomik darboğaz var. Patronlar sınıfı bu krizin faturasını biz işçilere, emekçilere kesmeye uğraşıyorlar. Hepimiz aynı gemideyiz yalanıyla bizleri kandırıyorlar. Nedense gemide işler tıkırındayken kimse dönüp yüzümüze bakmazken, gemi su almaya başlayınca hepimiz aynı gemide oluyoruz. Doğrusu duygulanmamak elde değil! Biz işçileri bu kriz karşısında çaresiz bırakmak istiyorlar. Sanki kriz biz işçilerin suçuymuş gibi bizden fedakârlık istiyorlar. Benim çalıştığım fabrikada çok mesailer oluyordu ama birden kestiler mesaileri. Sonra fabrikada dedikodu dolanmaya başladı işten çıkarma olacakmış diye. Bütün işçilerin yüreklerine bir korku girdi, “acaba beni de işten atarlar mı?” diye. Gel zaman git zaman derken müdür toplantı yapacağını duyurdu, herkes toplansın dediler. Hepimiz yemekhaneye toplandık, meraklı bakışlarla müdürü bekliyorduk. Müdür şöyle başladı konuşmasına: “Arkadaşlar hepiniz biliyorsunuz kriz var, sizler aklı başında insanlarsınız gündemi takip ediyorsunuz ve Türkiye’nin durumu çok kötü o yüzden sizlerden fedakârlık etmenizi istiyoruz. Çay saatlerinden beşer dakika ve yemek saatinden 10 dakika alınacak, paydos saatleri altı iken altı buçuk olacak herkesin bilgisine!”
Yemekhanede işçilerin sesleri birbirine girdi, “neyimiz var ki fedakârlık yapalım?” dediler. Bu homurdanmalar üzerine müdür bağırdı “herkes işinin başına geçsin” diye. İşçiler olarak toplandık, saat altı deyince kesinlikle paydos edeceğiz diye karar aldık. Tekrar toplantı yaptılar bu sefer ustabaşı konuşma yaptı: “Arkadaşlar aslında patronumuz sizleri zor durumda bırakmamak için böyle bir teklifte bulundu, siz bilirsiniz, bana talimat geldi, kesinlikle işe bir dakika geç gelmek yok! İşten kaytaranı görürsem hemen tutanağı tutarım. O zaman da ağlamayın.” Resmen tehditler havada uçuştu. İşçilerin hepsi tehdit edildiğinin farkındaydı. Müdür tekrar gelerek sert bir şekilde “herkes işbaşı yapsın, siz böyle yaptınız biz de böyle yapacağız, işinize gelirse” dedi. Bizleri büyük bir öfke sardı. Bizim 50 dakikamızı alacaksın, fedakârlık isteyeceksin sonra biz hayır deyince bir dakika bile geç kalmayacaksınız diye tehdit edeceksin! Biz işçiler birlikte hareket ettiğimiz için patron geri adım atmak zorunda kaldı. Önümüzdeki süreçte bunlar çok yaşanacak. Birlik olmaktan başka şansımız yok! Patronlar hep örgütlü bir şekilde davranıyorlar, biz de öyle yapmalıyız. Şu soruyu sormadan geçemeyeceğim, bu krizin bedelini biz işçiler mi ödeyeceğiz yoksa patronlara mı ödeteceğiz?