
Ekonominin içine sürüklendiği krizin bir yandan üzeri örtülmeye öte yandan da faturası işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışılıyor. Yaşamını alın teriyle kazananlar için oldukça hayati olan bu konuya ilişkin emek ve meslek örgütleri tarafından bir açıklama yapıldı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yapılan açıklamada “Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz!” denildi. DİSK-KESK-TMMOB ve TTB, bu bedeli ödememek ve emeğin haklarını savunmak için omuz omuza mücadele çağrısı yaptı.
26 Eylülde yapılan ortak açıklamada ekonomik krizin sonuçlarına değinildi: “Çarşıda, pazarda, fiyat etiketlerinde, faturalarda zam üstüne zam var! Enflasyon karşısında eriyen alım gücümüz, küçülen ekmeğimiz var. Artan işsizlik, iflaslar, toplu işten çıkarmalar var! Yükselen geçinemiyoruz çığlıkları, umutsuzluğun pençesinde son verilen yaşamlar var. İlaçları verilmeyen hastalar, sağlıkta ve eğitimde kemer sıkma politikaları var. İnsanca çalışmak isteyen işçilere atılan gaz bombaları var. Hakkını arayan emekçiye toplu gözaltı ve tutuklamalar var.” Emekçiler için krizin tüm bu olumsuz sonuçlarının apaçık ortada olduğuna fakat ülkeyi yönetenlerin, tek sesli medyanın ve patronların kriz gerçeğinin üzerini kapatmaya çalıştığına vurgu yapıldı. Hayata geçirdiği politikalar nedeniyle AKP’nin ekonomik krizin derinleşmesinin sorumlusu olduğunun altı çizilirken sürdürülen ekonomik politikaların çöktüğü belirtildi.
Ortak açıklamada 467 milyar dolarlık dış borcun üçte ikisinin bankalara, özel sektöre ait olduğu ve sermaye sınıfının bu borcu emekçilere ödetmek istediği vurgulandı. Buna ilişkin şöyle denildi: “Sendikal örgütlenmenin engellendiği, on binlerce kamu emekçisinin ihraç edildiği, grevlerin yasaklandığı, kamu emekçilerinin yandaş konfederasyonla birlikte yoksulluğa ve yoksunluğa mahkûm edildiği, hak aramanın bastırıldığı bir ortamda elde edilen yüksek kâr oranlarını paylaşmayanlar bugün zararlarını ve borçlarını halkın sırtına yıkmaktadır. ‘Nimete’ kimseyi ortak etmeyen yüzde 1’lik bir kesim, külfeti nüfusun yüzde 99’unun üzerine yıkmaya çalışmaktadır. Krizi yaratanlar fırsattan istifade İşsizlik Fonunu yağmalamanın, kıdem tazminatına el uzatmanın ve zorunlu BES adı altında emekçinin cebinden finans tekellerini beslemenin yolunu aramaktadır.”
Açıklamada mevcut kriz koşullarında olduğu gibi ekonomik büyüme koşullarında da işçilerin bedel ödediğine, daha fazla sömürülüp daha fazla yoksullaştırıldığına dikkat çekildi. Buradan hareketle emekçilerin borçlu değil alacaklı olduğu vurgulandı. Yoksullaşmaya, işsizliğe, giderek kötüleşen çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadele etmekte kararlı olduklarını belirten emek ve meslek örgütleri, konuyla ilgili çeşitli eylem ve etkinlikler düzenleyeceklerini duyurdu. Önümüzdeki süreçte düzenlenecek eylem ve etkinliklerin “Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz! Krizde Yüzde 1 Değil, Yüzde 99 Korunsun!” şiarıyla örgütlü olunan her yerde yapılacağı ifade edildi. Açıklama emeğin kazanılmış haklarını savunmak için omuz omuza mücadele verilmesi çağrısıyla son buldu.