Merhaba arkadaşlar. Bizler çalıştığımız işyerinden arkadaşlarla bir Pazar günü kahvaaltı yapalım dedik. Kahvaltılık alma işi bana düştü. Ben de markete gittim, yiyeceklerimizi almaya başladım. Biraz zeytin, peynir, yumurta, domates, salatalık, küçük bir reçel, peçete, roka ve plastik tabak aldım. Kasaya yöneldim. Kasadaki kadın aldığım hesaba başladı. Plastik tabakları görünce “bunlar 6 lira, daha uygun olanı var, istersen ondan al” dedi. Ama aldığım tabakları kasadan geçirmişti. “Siz yeni tabakları getirene kadar ben de bunları iptal edeyim” dedi. Ben de gidip diğerine göre daha uygun olanı getirdim kasaya. Getirdiğim tabakları da geçtikten sonra toplam hesabın 110 lira olduğunu söyledi.
Marketten çıktım ama kendi kendime şuncacık malzeme nasıl bu kadar tutar, diye düşünmeye başladım. Aldığım sıradan malzemeler herkesin tükettiği temel şeyler. Ne salam sosis ne de bir kavurma bu kadar tutmamalıydı, olamaz olmamalıydı. Sonra kendimce tekrar hesap yapmaya çalıştım. Herhalde yanlış hesapladı, dedim. İlk başta aldığım tabakları hesaptan düşmeyi unuttu herhalde, diye düşündüm. Tekrar markete gittim kasadaki kadına “bunda bir yanlışlık olmalı, tekrar hesaplar mısınız?” dedim. “Önceki tabakları iptal etmeyi unuttunuz galiba” dedim. Bana “telefonundan hesap makinesini açıp fişini verir misin, senin hesabına göre hesaplayalım” deyip kendince espri yaptı. Telefonu verdim ve beraber hesaplamaya başladık. Hesap tamamlandığında neredeyse borçlu çıkacaktım. “Ama bu haksızlık, olamaz bu kadar olmamalı” dedim ve marketten öfkeli bir halde çıktım.
Arkadaşlar bu yaşadıklarımı sizinle paylaşmamın nedeni şu: Bugün bir kriz var ve faturayı bize ödetmeye şimdiden başladılar. Üstelik bu daha faturanın başı, sonunu siz düşünün. Bu anlattıklarımı benim gibi milyonlarca işçi, emekçi yaşıyor ve benim gibi öfkelendiğine zerrece şüphem yok. Bu faturayı biz ödemek zorunda değiliz çünkü krizi biz çıkarmadık asıl krizi çıkaranlara ödetmeliyiz faturayı. Onun için de tekil kalmamalı, öfkemizi birleştirmeliyiz.