
Ekonomik kriz günden güne güne işçilerin, emekçilerin yaşamını daha derinden etkiliyor. Önce dolar kurundaki artış, adından faizlerin yükseltilmesi ve enflasyonun artması, reel ücretlerin büyük oranda erimesine neden oldu. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına göre Eylül ayı enflasyon oranı yüzde 6,30, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 24,52 olarak gerçekleşti. Böylece enflasyon son 15 yılın en yüksek rakamına ulaşmakla kalmadı, 2 hafta önce açıklanan Yeni Ekonomi Programındaki yüzde 20,8’lik yılsonu hedefini de aşmış oldu.
TÜİK’in açıklamasında sadece Eylül ayında ana harcama gruplarından ulaştırmada yüzde 9,15, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 7,42, eğlence ve kültürde yüzde 6,62, gıda ve alkolsüz içeceklerde 6,40 oranında artış meydana geldi. Geçen yılın eylül ayına göre ise en fazla artış yüzde 37,28 ile ev eşyası grubunda gerçekleşti. Ulaştırma yüzde 36,61, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 30,61, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 21,84 artış gerçekleşti.
Yurtiçinde üretilen ve yine yurt içinde satılan ürünlerin fiyatlarındaki yıllık değişime ilişkin bir endeks olan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde (Yİ-ÜFE) ise yüksek oranda bir artış meydana geldi. TÜİK’e göre bu artış yüzde 46 oranında gerçekleşti. Bu verilerle birlikte enflasyonun en yüksek seviyede olduğu 10 gelişen ülke sıralamasında Türkiye İran’ı geçerek Arjantin’in arkasında ikinci sıraya yerleşti.
Enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ürünlere yapılan zamların spekülatif olduğunu ve fırsatçılık yapıldığını iddia etti. En kötü ayı geride bıraktıklarını iddia eden Bakan, Ekimde daha iyi sonuçlar alınacağını ve yılsonuna kadar hedeflerine ulaşacaklarını belirtti. Bu hedefe ulaşmak için Ağustostan yılsonuna kadar ek enflasyonun 7,5 puan artması öngörülüyordu. Eylülde 6,3 oranındaki artış, hedefin tutturulabilmesi için geri kalan aylarda sadece 1,2 puan artması gerektiği anlamına geliyor. Bakanın bu gerçeklerden hayli uzak beklentisi, hedefin yakınına dahi ulaşılamayacağını gösteriyor. Bu arada krizin faturası işçi ve emekçilerin sırtına yıkılıyor.
TÜİK’in enflasyon rakamlarını açıklamasından çok önce işçiler gerçek enflasyonu hissediyor. Alım gücü anlamına gelen reel ücretleri günden güne eriyen işçi sınıfı, temel tüketim ihtiyaçlarını miktarı azaltarak alabiliyor. Çok sayıda ürün önce gramajı düşürülerek aynı fiyata satıldı, bir süre sonra bu haline de zam yapıldı. Temel tüketim ürünlerinin fiyatları açıklanan enflasyon oranının üzerinde artış gösteriyor. Kriz gerekçesiyle ücretleri ödenmeyen, işten çıkarılan işçilerin durumu çok daha kötü. İşçi ailelerinin çocukları da geleceksizliğe mahkûm ediliyor. Bu nedenle bunalıma, çıkışsızlığa sürüklenen ebeveynler canına kıyabiliyor.
Enflasyonun fırlamasının sonucu ücretlerin erimesi, yoksulluğun daha da artmasıdır. Krizin faturasını reddetmenin tek yolu, işçi sınıfının kendi çıkarları temelinde birleşmesidir:
- Elektriğe, doğalgaza, suya yapılan zamlar başta olmak üzere tüm zamlar geri alınsın!
- İşçilerin eriyen ücretleri gerçek enflasyon oranında arttırılsın!
- İşten çıkarmalar yasaklansın!
- İşçilerden kesilen yüksek vergilere hayır!
- Ücretsiz izinler ücretli izinlere çevrilsin!