
Kriz nedeniyle çok sayıda işyeri daralmaya gidiyor, kapanıyor ya da konkordato ilan ediyor. İşçiler hakları ve ücretleri verilmeden yıllarca emek verdikleri işyerlerinden atılıyor. Böyle durumlarda işçilerin haklarını bilmesi ve bu haklarını alabilmek için mücadele etmesi büyük önem taşıyor. Ücret Garanti Fonuna başvurmak ve alacaklarımızın bir kısmının karşılanmasını sağlamak da bu yollardan biri.
Ücret Garanti Fonu nedir?
Ücret Garanti Fonu, İşsizlik Sigortası Fonu bünyesinde oluşturulan bir fondur ve İŞKUR tarafından işletilmektedir. Kapanmış, iflas etmiş ya da konkordato ilan edilmiş işyerlerinde çalışan işçiler, bu fona başvurabilirler ve ödenmemiş son üç aylık maaşlarını alabilirler. Kıdem tazminatı, yıllık izin, yol ve yemek gibi alacakları bu fon karşılamaz.
İşçiler hangi koşullarda bu fondan yararlanabilir?
İşçinin Ücret Garanti Fonundan yararlanabilmesi için işverenin iflas, iflas ertelemesi, konkordato ilanı gibi durumlar nedeniyle işçi ücretlerini ödeme güçlüğüne düşmüş olması gerekir. Bu durumda işçiler İŞKUR’a başvurarak son üç aylık ücret alacakları için Ücret Garanti Fonu Talep Dilekçesi verir. Dilekçenin ekine işçinin ücret alacağını aylar itibariyle gösteren İşçi Alacak Belgesi eklenmesi gerekmektedir. İşverenin durumuna göre mahkemece verilen konkordato ilan edildiğini gösteren belge, iflas ya da iflas erteleme olduğuna dair belge, icra dairesinden alınmış aciz vesikası veya hacze kabil mal bulunmadığına dair haciz tutanağı da dilekçenin ekinde olmalıdır. Bu belgeleri sağlayan işçiler fona başvuruyu kendileri bizzat yapabilecekleri gibi, noter tasdikli vekâletnameye dayalı olarak vekilleri aracılığıyla da yapabilirler.
Ücret Garanti Fonundan yararlanabilmek için işçinin son bir yıl içerisinde söz konusu işyerinde çalışıyor olması, ücret alacağı için beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olması gereklidir. İşçinin ücreti ne olursa olsun SGK prim tavanını geçmeyen kısmı üç ayla sınırlı olmak üzere tam olarak İŞKUR tarafından ödenecektir.
İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki bir yıllık dönemde işçinin askerlikte, tutukluluk ve hükümlülükte geçirdiği süreler ile bir yıldan uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklar nedeniyle işe gidememiş olması, fondan yararlanmaya engel teşkil etmez. İşsizlik maaşı alanlar da işverenin ödemediği ücretlerini fondan talep edebilirler. Taşeron firmada çalışan işçilerinse taşeron firmanın iflas veya diğer nedenlerle ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda, ödenmeyen ücretleri için öncelikle ana işverene başvurmaları gerekmektedir.
Ücret Garanti Fonu işçilerin sorununu çözemez!
Ne yazık ki işçilerin geneli Ücret Garanti Fonunu bilmiyor ve bu nedenle fona başvurmuyor. Kayıplarını Ücret Garanti Fonuna başvurarak telafi etmek isteyen işçileri ise pek çok zorluk bekliyor. Fondan yararlanmak isteyen işçiler başvuruyu bizzat kendileri yapmak zorunda. İşverenin ödeme güçlüğü içinde olduğunu kanıtlayan belgeleri elde etme yükü de işçinin sırtında. Yani devlet, müfettiş gönderip durumu inceletmek yerine işçiye, “borçlunun alacaklarını ödeyemeyeceğini bana kanıtla” diyor. Ödemelerse üç aylık ücretle sınırlı tutuluyor, işçinin diğer alacakları fon kapsamında karşılanmıyor.
Hükümet patronların kayıplarını azaltmak için vergi indirimleri yapıyor, teşvik üstüne teşvik veriyor. Sıra işçiye gelince yalnızca üç aylık bir maaş ödemesi imkânı sunuyor, bunu da bizzat işçilerin fonundan karşılıyor. Üstelik bu paranın alınmasını işçi açısından meşakkatli bir süreç haline getiriyor. Ancak bu durum işçileri yıldırmamalıdır. Bu fon işçilerin ücretlerinden kesilen paralarla oluşturuluyor ve konkordato ilanlarının, işyeri kapatmaların sıklaştığı bu süreçte işçilerin bu fona ihtiyacı büyüyor. Ücret Garanti Fonuna başvurmak isteyen işçilerin sendikalarından, işçinin tarafında duran avukatlardan, UİD-DER’den yardım alması büyük önem taşıyor.