Aylardır ekonomik kriz içinde bulunan Arjantin’de hükümet, sermaye sınıfını krizden kurtarmak, krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmek için IMF ile anlaşarak çeşitli programlar açıklıyor. 25 Ekimde bir kez daha IMF ile görüşen hükümet, kamu harcamalarında 10 milyar dolarlık tasarruf planını hayata geçirmek istiyor. Bu, kamu çalışanlarının işten çıkarılması, ücretlerin ve emekli maaşlarının düşürülmesi, sağlık, eğitim ve belediyecilik hizmetlerinin kısıtlanması anlamına geliyor. Arjantinli işçi ve emekçiler, 23 Ekimden itibaren Ulusal Parlamento civarında toplanmaya başladılar ve Perşembe günü görüşme yapacak olan Macri hükümetinin ve IMF’nin planlarına karşı protestolarda bulundular. Görüşmenin yapıldığı 25 Ekimde sendikaların çağrısıyla genel greve gidildi ve işçi kitleleri meydanlara döküldüler. 25 Ekimdeki protesto son aylardaki dördüncü büyük eylem oldu ve Arjantin işçi sınıfı bir kez daha sermaye sınıfının yarattığı krizin ağır yükünün emekçilerin sırtına yıkılmasına yönelik tepkisini ortaya koydu.
Mart ayından bu yana Arjantin para birimi Peso %55 değer kaybetti. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Arjantin’in dış borç miktarı katlanarak artmış ve aldığı kredileri ödeyemez hale gelmişti. Macri hükümeti, IMF’den alacağı 57 milyar dolarlık kredi karşılığında kemer sıkma politikalarını kararlılıkla uygulayacağını taahhüt etti. Arjantinli işçi ve emekçiler bu saldırıya genel grevlerle ve büyük gösterilerle tepki gösteriyor. 25 Ekimdeki gösteriye de on binlerce işçi ve emekçi katıldı. Buenos Aires’te parlamentoya doğru yürüyüşe geçen kitle, Macri hükümetinin tasarruf bütçesini ve IMF programını protesto eden pankartlar, dövizler taşıdı, öfkeli sloganlar attı. Açıklanan önlemleri “açlık programı” olarak tanımlayan öğretmenler, sağlık çalışanları, sanayi işçileri, hizmet sektörü işçileri, öğrenciler kemer sıkma politikalarından vazgeçilmesini, hükümetin %40 dolayındaki enflasyona rağmen %15 zam dayatmasını geri çekmesini talep ettiler. Polis kitleye plastik mermi ve biber gazıyla saldırdı, çok sayıda insanı yaraladı, 30 kişiyi gözaltına aldı. Buna rağmen kitle geri adım atmadı, yürüyüşüne devam etti.
IMF’ye verilen taahhütler nedeniyle altyapı, ulaşım, sağlık, eğitim hizmetleri aksayacak; örneğin kreşlere varıncaya kadar tüm eğitim kurumlarının bütçesi kısılacak, personel sayısı azaltılacak. İşsizlik artacak, sosyal güvenlik sistemi zayıflayacak. 2001 ve 2002 yıllarında da ciddi bir krizin yaşandığı ülkede işçi sınıfı krizin faturasının ne kadar kabarık olduğunu biliyor. O yıllarda da büyük mücadeleler veren Arjantinli işçiler, bugün de krizin faturasının kendilerine kesilmesine karşı büyük bir mücadele veriyor.