
Ülkeyi yönetenler, işçi örgütlerinin itirazlarına ve işçilerin çoğunluğunun sistemden çıkmayı tercih etmesine karşın Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) zorunlu hale getirmek istiyor. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) tarafından 19 Ekim itibariyle açıklanan verilere göre, BES’te yaklaşık 90 milyar lira birikti! Bu durum BES’in 45 yaş altı çalışanlar için zorunlu hale getirilmek istenmesinin nedenlerini açıklıyor.
BES, 15 yıldır yürürlükte bulunuyor. Ancak bireysel emekliliği özendirmek isteyen iktidar, 2013 yılında yaptığı düzenleme ile sisteme giren ve bazı şartları yerine getirenler için fona %25 devlet katkısı yapacağını açıkladı. 2017 yılındaysa işçiler kademeli olarak otomatik BES kapsamına alındı. Ancak otomatik olarak sisteme dâhil edilen işçilere iki ay içinde sistemden çıkış hakkı da tanındı. Sisteme alınan işçilerin %60’ı sistemden çıkınca hükümet en az 3 yıl sistemde kalma zorunluluğu getirmek üzere harekete geçti. Buna göre yaklaşık 13 milyon kayıtlı işçinin brüt ücretinden en az üç yıl boyunca her ay yüzde 3 oranında kesinti yapılacak!
Elbette banka ve sigorta şirketleri gibi finans kuruluşlarının kasalarına!
Yaklaşık 20 finans şirketi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz koşullarında kendi denetimlerinde olan bu kaynağı kullanıyor. Üstelik fonun hükümetin getirmeyi planladığı 3 yıl zorunluluk şartıyla daha da şişeceği, sermayenin kaynaklarının büyüyeceği ortada!
EGM’nin verilerine göre, 15 yıldır yürürlükte olan fonda biriken paranın katılımcılardan alınan tutarı 75 milyar 250 milyon lirayı aştı. Devletin fona katkısı ise 10 milyar 254 milyon lira oldu. 2017 yılında otomatik katılım ile sisteme zorunlu olarak dâhil edilen çalışanların ücretlerinden yapılan kesintilerin fondaki toplam tutarı ise şimdiden 4 milyar lirayı buldu! Böylece sistemin fon büyüklüğü 19 Ekim itibariyle 90 milyar lira oldu. Öte yandan BES’teki katılımcı sayısı, 7 milyona yaklaşırken bugüne kadar sistem üzerinden sadece 84 bin kişi emekli oldu! Peki, milyonlarca işçiden yapılan kesintiler nereye gidiyor? Elbette banka ve sigorta şirketleri gibi finans kuruluşlarının kasalarına! Yaklaşık 20 finans şirketi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz koşullarında kendi denetimlerinde olan bu kaynağı kullanıyor. Üstelik fonun hükümetin getirmeyi planladığı 3 yıl zorunluluk şartıyla daha da şişeceği, sermayenin kaynaklarının büyüyeceği ortada!
Türkiye’de emeklilik yaşı kadın ve erkekler için 65’e yükseltildi. Prim günü kademeli olarak 9 bine çıkarıldı. Emekli maaşları iyice düşürüldü, emekliler yoksulluğa mahkûm edildi ve ileri yaşlarına rağmen çalışmak zorunda bırakıldı. Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetleri karşısında kulaklar tıkandı. Ülkeyi yönetenler mevcut emeklilik sisteminin sorunlarını çözmek, emeklilik şartlarını düzeltmek yerine çalışanları BES’e yönlendiriyor. Tüm bunların anlamı açıktır: İktidar sahipleri işçi ve emekçilerin mücadeleyle kazanmış oldukları önemli bir sosyal güvence olan emeklilik hakkını gasp etmek, emekliliğin yükünü işçilerin sırtına yıkmak istiyor. Aynı zamanda işçilerin ücretlerinden kesilen paralarla oluşturulan fonlardan sermaye sınıfına on milyarlarca liralık kaynak aktarmayı planlıyor. İşçi sınıfının sırtından sermayeyi büyütmeyi hedefliyor.
Eğer işçi ve emekçiler bu gidişata “dur!” demezse emeklilik hakkı gasp edilecek ve sermaye sahipleri BES’lenmeye devam edecek!