
Emekçi kadının çilesi bitmek nedir bilmez. Hayatın zorluklarını omuzlarında taşır. Ev işi, çocuk bakımı hele bir de çalışıyorsa o zaman taşıdığı yük üçe beşe katlanıyor. Bir kadın için annelik çok önemli bir duygudur. Çocuğunu dünyaya getirir ona tam doyamadan fabrikanın yolunu tutar. Bir yandan çalışır bir yandan aklı yavrusundadır.
Mesela Aynur bir fabrika işçisidir, iki küçük oğlunu düşündükçe gözleri dolar ve ağzından cümleler dökülmeye başlar: “Hem çalışmak hem de annelik çok zor. Ama ben onların geleceği için çalışıyorum daha iyi yaşasınlar diye bırakıp geliyorum.”
Dilber: (Bir ah çekerek) “Üzülme arkadaşım dertlerimiz ortak. Ben kızıma hamileyken çalışıyordum doğum izninden sonra kızımı anneme bırakıp tekrar işe başladım. Şu an 14 yaşında, anne-kız ilişkimiz olamadı. Onun büyüdüğünü göremedim, hasta olduğunda her defasında yanına koşamadım. Çok ağladı arkamdan ‘anne beni bırakıp gitme’ diye. Hangi anne çocuğunu ağlayarak bırakır. Bu para yok mu bu para? Bizi kendine muhtaç ettiren para, yoksulluk, yakamızı bırakmıyor.”
Birsen: (Onun da sorunu aynıdır) “Sormayın benim minicik kızım iki yaşında, her sabah ağlıyor ‘anne işe gitme gel, gitme” diyor. Yani anneler çocuklarına hasret çocuklar annelerine hasret.”
Aynur: “Geçen oğlum iki elini yanağına koymuş, dizlerinin üstüne, oturmuş kapıda ‘annem ne zaman gelecek?’ diye, o kadar içim acıdı ki! Küçük bir çocuğun anneye ihtiyacı olduğu dönemlerde yanlarında olamıyoruz. Bu zamanda tek kişinin maaşı yeter mi? Yetmiyor. Çocuklarımızı gözü yaşlı bırakıp geliyoruz işe.”
Dilber: “Ben de şaşırdım, işin yükü, çocuk yükü, evin yükü, geçim derdi. Dağ olsa yıkılır.” Gülerek sözlerine devam ediyor: “Ama kadınlar yıkılmıyor kadınlar güçlü canım, yoksa kim dayanır bunca şeye? Erkekler bu yükün altından kalkamazlar.”
Emekçi kadınlar yaşamın yarısıdır, hayatın her alanında kadının emeği vardır. İşçi sınıfının kadınları tek tek sorunlarının üstesinden gelemezler, çocuklarına iyi bir gelecek veremezler. Kadın işçiler birlikte ve örgütlü olduklarında güçlüler. Emekçi kadınlar nasıl ki yaşamın yarısıysa mücadelede de ön saflarda olmalılar.