İzmir’deki Çiğli Organize Sanayi Bölgesinde kurulu TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı fabrikasında DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye olan işçilerden 7’si, 6 Kasımda işten atıldı. Bu saldırı karşısında vardiya bitiminde işyerini terk etmeme kararı alan TARİŞ işçileri, atılan işçilerin geri alınması ve sendikanın tanınması talebiyle eylem yapmaya başladı. Anayasal haklarına ve işten atılan arkadaşlarına sahip çıkan işçilere polis saldırırdı ve aralarında sendikacıların da bulunduğu 64 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sabah saatlerinde serbest bırakılmasıyla işyeri önünde bir basın açıklaması düzenlenirken, tüm baskı ve saldırılar karşısında mücadeleye devam edileceği vurgulandı.
DİSK/Gıda-İş’in düzenlediği basın açıklamasında ilk sözü sendikanın genel başkanı Seyit Aslan aldı. İşyerinde yeterli sayısal çoğunluğu sağlayarak örgütlendiklerini dile getiren Aslan, yönetimin komitede bulunan 7 işçiyi bölüm kapatma, işçi fazlalığı gibi bahanelerle işten attığını belirtti. Bu saldırı karşısında demokratik haklarını kullanan ve arkadaşlarına sahip çıkan işçilerin gözaltına alındığını söyledi. Öte yandan işçilerin haklarını gasp eden, sendikadan istifa etmeleri yönünde baskı uygulayan ve onları hukuksuz biçimde kapı önüne koyan patronlara ise kimsenin hesap sormamasına, “bu yasalar hep patronlardan yana mı olacak!” sözleriyle tepki gösterdi. Aslan, işçilerin sendikal tercihlerine saygı duyulmasını istediklerini ve işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle mücadele edeceklerini vurguladı.
Aslan’ın ardından Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı konuştu. TARİŞ’in zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin kârlarını korumak ve arttırmak için bir araya gelerek kurdukları bir kooparatif olduğunu hatırlatan Sarı, işverenlerin kendi birliklerini kurarken işçilerin birlik olmasını, sendikalı olmasını istemediğini vurguladı. Bu durumun kapitalist sistemin temel bir çelişkisi olduğunu dile getiren Sarı, konfederasyon olarak işçilerin mücadelesine omuz vereceklerini dile getirdi. Eylem, “Sendika Hakkımız Gasp Edilemez”, “Atılan İşçiler Geri Alınsın”, “Yılgınlık Yok, Direniş Var!” sloganlarıyla son buldu.