İstanbul Havaalanı inşaatında kötü çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı iş bıraktıkları için tutuklanan işçilerin cezalandırılmasını talep eden iddianame bugün mahkemeye iletildi.
Aralarında İnşaat-İş Sendikası üye ve yöneticileri ile DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da olduğu 31’i tutuklu 61 havalimanı işçisi için hazırlanan iddianame, bugün Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesine iletildi. İddianameyi hazırlayan Gaziosmanpaşa Başsavcılığı, işçilere “görevi yaptırmamak için direnme, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, kamu malına zarar verme, toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma ve mala zarar verme” suçlamalarında bulundu.
İşçilerin haklı taleplerle gerçekleştirdiği iş bırakma eylemini yasadışı olarak nitelendiren iddianamede, işçilerin kendi aralarında haberleşmek için kurdukları “Grup Direniş” adlı whatsapp grubundaki yazışmaları da suç olarak nitelendiriyor. İddianame de tıpkı patronların medyasının servis ettiği haberlerde olduğu gibi, işçilerin tepkisine neden olan sorunlara yer vermedi. Tutuklu işçilerin cezalandırılmalarını talep etti.
İşçilerin avukatı Yıldız İmrek, soruşturmanın usulsüz yürütüldüğüne, işçilerin avukat görüşü engellenerek yasadışı sorgulandıklarına dikkat çekerek iddianameye tepki gösterdi. İmrek, tepkilerini şöyle dile getirdi: “İşçiler can güvenliği tehlikesi, yetersiz servis, yemek ve yatakhane gibi kötü çalışma koşullarına karşı İş Kanunu, İLO sözleşmeleri, Anayasa, AIHS ve BM sözleşmelerinden kaynaklanan iş durdurma ve gösteri haklarını kullandılar. İşçiler kimseye şiddet uygulamadı, tersine işçi yatakhanelerinin kapıları kırılarak gözaltına alındılar, IGA ve jandarma tarafından dövülerek, avukat görüşü engellenerek yasadışı sorgulandılar, tüm soruşturma usulsüz yürütüldü. Anayasal hakkın kullanımı suç değildir. İşçilere değil en az 38 işçinin ölümüne neden olan patronlara ve denetim yapmayan SGK müfettişlerine dava açılması gerekirdi. İşçilerin halen tutuklu yargılanması ise, patronlar adına yargı eliyle sınıfsal bir baskı, işçilerin özgürlüğünün hukuksuz bir ihlalidir. En azından bu aşamada tutuklu 31 işçi derhal tahliye edilmelidir.”
Havalimanı inşaatında iş cinayetlerine, kurtlu kötü yemeklere, tahtakurusu doluşmuş yataklara, ücretlerin geç ve eksik ödenmesine, kötü muamelelere karşı binlerce işçi iş bırakarak isyan etmiş, polis ve jandarmanın koğuşlara yaptığı gece yarısı baskınıyla yüzlerce işçi gözaltına alınmış, onlarcası tutuklanmıştı. Egemenlerin güdümündeki medya, yürüttüğü kara propagandayla, işçilerin yaşadıkları sorunları yok sayarak kışkırtıldıklarını iddia etmişti. Yürütülen bu kara propaganda ve işçilerin tutukluluğunun sürmesine rağmen, havalimanı inşaatının genel sorumlusu Kadri Samsunlu, yaptığı açıklamada, işçilerin haklı olduğunu itiraf ederek özür dilemişti. İkiyüzlü patron temsilcisinin itirafına rağmen, işçilerin tutukluluğu devam ediyor.
Haklı taleplerle tepkilerini gösteren inşaat işçilerine ceza verilmek istenmesi, gerçekte bütün işçilere gözdağı verme amacı taşıyor. Krizden dolayı işçilerin tepkisinin arttığı bir ortamda, mücadele eden işçiler cezalandırılarak tüm emekçilere susmaları söylenmiş olunuyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, işçilerin haksızlıklara ve zulme karşı tepkisini önleyemeyecekler.