Soluduğumuz hava; gaz, su buharı, toz ve kimyasal bileşiklerden oluşan bir karışımdır. Nefes aldığımızda içimize çektiğimiz hava ile bu karışımı ve partikülleri vücudumuza almış oluruz. Vücudumuzun filtreleme sistemi bu partiküllerin akciğere ulaşmasını engelleyecek niteliktedir ancak özellikle egzoz dumanı gibi, petrol ve kömür gibi fosil yakıtlarla ilişkili olan 2,5 mikrondan ince partiküller (PM2,5) filtre sistemini aşabilir. Bu da çeşitli hastalık ve ölümlere sebebiyet verir.
Sanayi Devrimiyle birlikte büyük fabrikaların, fosil yakıt kullanılan taşıtların sayısı arttı, sanayi faaliyetleri yaygınlaştı. Enerji üretimi için santrallere daha fazla önem verildi. Bunlar havanın yapısının bozulmasına, insan sağlığının etkilenmesine yol açtı. 1930’da Belçika’da 60 kişi, 1948’de ABD’nin Pennsylvania eyaletinde 20 kişi, 1953, 1963 ve 1966’da New York’ta toplam 1000 kişi havanın kirliliğinden yaşamını kaybetmiştir. Ölümlerle sonuçlanan hava kirliliği olaylarının en bilineni İngiltere’nin Londra şehrinde gerçekleşmiştir. Şehirde hava kirliliği iyice artmış ve bunun sonucunda 1952 yılında binlerce kişinin erken ölümüne sebep olan “Öldüren Sis” olayı yaşanmıştır.
TMMOB’a bağlı Çevre Mühendisleri Odasının 2018 başlarındaki raporuna göre; son yıllarda hava kirliliğinin en büyük nedeni kömür gibi birçok fosil yakıtın kullanılmasıdır. “Bugün özellikle büyük kentlerde ısınma amaçlı kömür kullanımı azalmış olsa da kömür halen enerji üretimi için termik santrallerde kullanılmaktadır. Bunun yanında, 20’inci yüzyıl ortalarından farklı olarak, bugün özellikle şehir içi ulaşımdan kaynaklanan emisyonlar da oldukça fazladır. Bu nedenle kentlerde yaşayan kişilerin hava kirliliğine maruz kalma süreleri ve dozları artmaktadır.”
Dünya Sağlık Örgütünün hava kirliliği ve çocuk sağlığı üzerine hazırlanan yeni raporuna göreyse 2016’da iç ve dış ortamlardaki hava kirliliğinin sebep olduğu akut alt solunum yolları enfeksiyonundan 600 bin çocuğun hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Dünyada 5 yaş altındaki 630 milyon ve 15 yaş altındaki 1,8 milyar çocuğun, DSÖ’nün belirlediği hava kalite standartlarının üzerinde ince partikül madde (PM2,5) seviyesine maruz kaldığı bildirilen raporda, dünyada 15 yaş altındaki çocukların yüzde 93’ünün, sağlık ve gelişimlerini ciddi şekilde riske atacak kadar kirli hava soluduğu kaydedildi.
Kapitalizmin çürümüşlüğü kendini her yanıyla göstermektedir ve kapitalistler adeta daha da beterini nasıl getiririz diye birbiriyle yarışmaktadır. Bu “yarış” binlerce insanın canını almaktadır. İnsanlık ancak ve ancak bu sömürü sistemi yıkılırsa temiz havaya kavuşup soluk alabilir.