
Merhaba kardeşler. Bir yılı daha geride bırakmaya az bir zaman kaldı. Ne yazık ki kadına yönelik şiddetin, taciz ve tecavüzün azalmadığı, aksine giderek arttığı bir yıl... Her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında birçok etkinlik düzenlenmiş, kadınlar bir araya gelmişti. Ben de bu yıl 25 Kasım’da kadınlarla bir araya geldim ama biraz farklı şekilde... Babasından şiddet gören bir kadın arkadaşım için gittiğim hastanede bir başka kadınla tanıştım, o da eşinden şiddet gördüğü için hastanedeydi. Kolu alçıdaydı. Acilen ameliyata girmesi gerektiği için yakınlarına haber vermesini söyledi hemşire, kadının telefonu yoktu, hemşireden bir iki numarayı aradı ama ulaşamadı kimseye. Öyle kimseye haber veremeden ameliyata girecekti anlayacağınız. Ameliyat risklerini anlatan formu benden doldurmamı rica etti kolunu kullanamadığı için. O sırada biraz konuşma fırsatımız oldu. “Sizce ameliyatı kabul ederek doğru mu yapıyorum, işe de gidemeyeceğim bu durumda bir süre” diye sordu. “Ameliyat olmazsanız kolunuzu bir daha hareket ettiremeyecekmişsiniz, öyle yazıyor” dedim üzülerek. Biraz konuştuktan sonra koluna ne olduğunu sorabildim, ama zaten az çok tahmin etmiştim durumu. Gözlerindeki öfke, tedirginlik ifadesi çok açık belli ediyordu kendini. Kadın cevap vermedi önce ama aynı ifadeyle gözlerime öyle baktı ki, erkek şiddeti mi diye sormaya cesaret edebildim. Doğru tahmin etmiştim. Evde 11 aylık bebeği bekliyormuş onu. Düşündüğü tek şey bebeğiydi, bir yandan da ağrıdan kıvranıyordu.
Haberlerde, gazetelerde duymayacağımız bu olay ve buna benzer durumlar her gün kaç kadının başına geliyor? Kaç kadın erkek şiddeti sonucu sakat kalmak ya da ölmekten koruyabiliyor kendini? Ya da devletin hangi yasası, hangi uygulaması kadınları bu şiddet sarmalından uzak tutabiliyor?
İşte kardeşler, kapitalizmin bizleri getirdiği durum budur. Bu yıl 25 Kasım’da bir kez daha anladım ki bu sistemin kadınlara layık gördüğü çifte ezilmişlikten başka şey değil. İnsanları çıkmaza sürükleyen, krizler, savaşlar çıkaran bu sistem varsın süredursun. Ben inanıyorum ki kadınlar, erkek sınıf kardeşleriyle omuz omuza mücadele ederse, örgütlü, bilinçli şekilde, dayanışma içinde bir arada durursa ne erkek şiddeti kalacak ne de bu bize, işçi ve emekçilere yaşamayı çok gören sistem.