
17 Nisan 2008 tarihinde meclisten geçirilen ve işçilerin mevcut haklarını büyük ölçüde kırpacak olan SSGSS yasası 1 Ekimden itibaren yürürlüğe girecek. Yasaya karşı tepkilerini dile getiren Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek (HSGG) Platformu bileşenleri 24 Eylülde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Belediye-İş sendikası önünde toplanan emekçiler, dövizler ve sloganlarla, Unkapanı’ndaki Sosyal Güvenlik Kurumuna kadar yürüyüş gerçekleştirdiler.
Yürüyüş boyunca sık sık “Hükümet yasanı al başına çal!”, “Herkese sağlık güvenli gelecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Hükümet istifa!”, “Kurtuluş yok yek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.
IMG_0950.jpg [1]

Eyleme, çalışma koşulları nedeniyle ölüm tehdidiyle burun buruna olan kot yıkama ve taşlama işçilerinin yanı sıra, direnişteki Marport liman işçileri, AssisTT çağrı merkezi işçileri, Çağ temizlik işçileri ve DESA Deri işçileri de katıldılar.
IMG_0948.JPG [2]

Unkapanı Sosyal Güvenlik Kurumuna ulaşılmasından sonra basın açıklamasını platform adına KESK dönem sözcüsü, Eğitim-Sen 8 no’lu Şube başkanı Hatun İldemir okudu. Açıklamada, “yeni SSGSS yasası, Tepecik Hastanesinde 13 bebeğin öldürülmesidir, her tarafı yanık içinde olan bir çocuğun hastanede hiç müdahale edilmeden 1 saat boyunca bekletilmesidir” denildi. Platformun gerçekleştirdiği eylemlere rağmen yasanın yürürlüğe sokulması, “Bu tür yasalar ancak örgütsüz toplumlarda; hayatı üretenlerin tamamının örgütsüzlüğe, sendikasızlığa mahkûm edildiği koşullarda yürürlüğe girebilir. Örgütlü değilseniz sağlığınız da, emekliliğiniz de, iş güvenceniz de patronların ve onlara arka çıkan siyasilerin iki dudağı arasındadır. İşçilerin sendikalaşmasına yönelik saldırıların nedeni de budur: İşçiler örgütsüz kalsın ki, patronlar istedikleri yasaları Meclisten geçirebilsin!” sözleriyle değerlendirildi.
Basın metni okunduğu sırada polisin saldırgan tutumu gerginliğe neden oldu. Toplanılan alanın darlığı nedeniyle yolun kenarına taşan kitle, trafik akışına engel olunduğu gerekçesiyle polis tarafından taciz edilince gerginlik yaşandı. İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Nazmi Algan’ın polis tarafından zorla kenara itilmesini kitle “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganıyla protesto etti.
Basın açıklamasında yasanın emekçilere bindireceği yükler şu sözlerle hatırlatıldı:
“1 Ekim 2008 günü yürürlüğe girecek olan Genel Sağlık Sigortasına ilişkin düzenlemeyle birlikte sonuçlarını aşamalı olarak yaşayacağımız 5510 sayılı SSGSS Kanunu;
- Emeklilik yaşını altmış beşe, prim gün sayısını 7200’e çıkararak emekliliği imkânsız derecesinde zorlaştıracak,
- Emekli maaşı bağlanma oranı ve güncelleme katsayısını düşürerek emekli aylıklarını yüzde 23 ile yüzde 33’e varan oranlarda düşürecek,
- Bir dizi meslekte yıpranma payını ortadan kaldıracak kadar gayri insani;
- Malullük ve ölüm aylığını hak etmek için gerekli hizmet süresini 10 yıla, prim gün sayısını 1800’e arttıracak,
- Geçici iş göremezlik ödeneğini yatarak tedavilerde üçte ikiden yüzde elliye düşürecek,
- Sigortalıların dul eşlerinin maaşlarını düşürecek kadar gayri vicdani;
- Aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan bütün vatandaşların GSS primi ödemesini zorunlu kılacak,
- Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını prim ödeme zorunluluğuna bağlayacak,
- Özel sağlık sigortası yaptıracak parası olmayan vatandaşlara ancak asgari/sınırlı sağlık hizmeti sunacak,
- Primlerini ya da yüzde 30’dan başlayıp yüzde 300’e kadar çıkan “fark ücret”lerini ödeyemeyecek vatandaşları sağlık hizmetinden mahrum bırakacak kadar gayri ahlâki hükümleri içermekte.”
IMG_0944.JPG [3]

IMG_0911.JPG [4]
