Sermaye sınıfının saldırıları arttıkça, bu saldırılara yanıt olarak pek çok ülkede işçilerin tepkisi de artıyor. İşçiler sokaklara, meydanlara çıkıyor. Bir ülkede başlayan mücadele başka ülkelerden işçilere de ilham ve güç veriyor. Tıpkı 17 Kasımda Fransa’da başlayan eylemler gibi. Bu durum işçi sınıfının uluslararası dayanışmasının güçlendirilmesinin ve birliğinin sağlanmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Fransa’da “Sarı Yelekliler” hak gasplarına karşı sokakta!
“Sarı Yelekliler” yani Fransız işçi ve emekçiler haftalardır Fransa’yı eylemleriyle sarsıyor. Akaryakıta ek vergi konulmasına karşı başlayan protesto gösterileri; hayat pahalılığına, hak gasplarına, işçi ve emekçi düşmanı politikalara karşı öfkenin etkisiyle dalga dalga büyüdü. Kadınıyla erkeğiyle her yaştan emekçi Fransa sokaklarına, ülkenin sembolik meydanlarına aktı. Fransa halkının %75’inin desteklediği protesto gösterilerine polisin tutumu saldırganca oldu. İşçilerin, liseli, üniversiteli gençlerin düzenlediği eylemlere saldıran polis, ülke genelinde yükselen haklı talepleri boğmak istedi. Polis saldırıları sonucu pek çok kişi yaralanırken binlerce insan gözaltına alındı.
Ülkede evsiz kalmaması, asgari ücretin arttırılması, emeklilik sisteminin ve emeklilere verilen maaşın iyileştirilmesi, kemer sıkma politikalarına son verilmesi, temel tüketim maddelerine yapılan zamların geri çekilmesi gibi pek çok talebi yükselten “Sarı Yelekliler”, hükümete geri adım attırmayı başardı. Hükümet akaryakıta yapılan zammı önce ertelediğini sonra da iptal ettiğini açıkladı. Bununla birlikte eylemcilerin kimi talepleri de kabul edildi. Ancak hükümetin bu geri adımlarının yeterli olmadığını düşünen Fransız işçi ve emekçiler protestolarına devam ediyorlar.
Belçika’da işçiler sendika yelekleriyle greve çıktı
Fransa’yı sarsan “Sarı Yelekliler” eylemleri kısa zamanda Avrupa’nın çeşitli ülkelerine de sıçradı. Bu ülkelerden biri olan Belçika’da ülkedeki 3 büyük sendikaya bağlı işçiler kırmızı, yeşil ve mavi yelekler giyerek sokaklara çıktı. Hükümetin emeklilik politikasını ve hayat pahalılığı karşısında ücretlerinin erimesini protesto eden çeşitli sektörlerden on binlerce işçi iş bırakma eylemleri gerçekleştirdi.
Ülkedeki üç büyük işçi sendikasının 14 Aralıkta ülke çapında gerçekleştirdiği grevler oldukça ses getirdi. En etkili eylemler özellikle metal ve tekstil işkolunda olurken ülke genelinde bu iki sektörde faaliyet yürüten 250’den fazla fabrikada şalter indirildi. Kentlerdeki ulaşımın da önemli ölçüde etkilendiği grevler sonucunda özellikle ulaşımda –uçak, otobüs, tren, tramvay seferlerinde– aksamalar meydana geldi. İşçiler ay sonunu getiremediklerini dile getirirken patron örgütleri ise işçileri ve sendikaları tehdit etmekten geri durmadı. Sendikaların ateşle oynadığını söyleyen bir patron temsilcisi, işçilerden “fedakârlık” beklediklerini aksi halde on binlercesinin işten çıkarılacağını söyledi! Kademeli olarak yükseltilen emeklilik yaşının düşürülmesini talep eden işçiler, alım güçlerinin azaldığına dikkat çekerek 2019 ve 2020 yıllarında geçerli olacak asgari ücretin saatlik 14 avroya yükseltilmesini istiyorlar.
Fas’ta “Sarı Yelekliler” eylemi
“Sarı Yelekliler” eylemi Kuzey Afrika ülkesi Fas’a da sıçradı. Fransa’daki protestoların simgesi olan sarı yelekleri giyen işçiler, maaşlarının iyileştirilmesi talebiyle işyerlerinde eylemler yaptılar. Kamu ve özel kurumlarda çalışan teknisyenler tarafından düzenlenen eylemlere binlerce işçi katılırken farklı mesleklerden işçiler de destek verdi. Faslı Teknisyenler Birliği Sendikası tarafından yapılan açıklamada hükümet ile yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadığı belirtildi. Düşük ücretleri kaderleri olarak görmediklerini dile getiren Faslı teknisyenler, ücretlerine zam yapılmaması durumunda eylemlerine devam edeceklerini açıkladılar.
İsveç’te bütçe protestoları
İsveç’te seçimlerin üzerinden 3 aydan fazla süre geçmesine rağmen hükümet hâlâ kurulamadı. Öte yandan meclisteki ırkçı ve yabancı düşmanı partiler, diğer sermaye partileriyle birleşip parlamentodan kemer sıkma politikalarını içeren bir bütçe geçirdiler. Sağlık, çevre, eğitim gibi kimi kamu hizmetlerinde kesintiler yapılması ve akaryakıt gibi kimi tüketim maddelerine zam yapılması planlanıyor. İşçiler için pek çok hak gaspını beraberinde getiren bu bütçe, zenginlerin ödediği vergilerde de indirim yapılmasını içeriyor. Yani ister Türkiye olsun ister İsveç, durum değişmiyor: işçiye kazık, zengine kıyak!
İsveç’te hak gasplarını içeren bütçenin onaylanmasına işçiler kitlesel protesto gösterileriyle karşılık verdi. İşçiler, sendikaların güçsüzleştirilmek istendiğini, buna izin vermeyeceklerini dile getirdiler. Tepkilerini eylemlerle ortaya koymaya devam edeceklerini, işçi düşmanı bütçeyi kabul etmeyeceklerini vurguladılar.
Kanada posta işçileri grev hakları için mücadele ediyor
Kanada’da yaklaşık 50 bin posta işçisinin grevini yasaklayan hükümete tepki büyüyor. Kanada Posta İşçileri Sendikası’na (CUPW) bağlı işçiler, toplu iş sözleşmesinde anlaşmaya varılamaması sonucunda Ekim ayının sonunda greve çıkmışlardı. Kararlılıkla süren grevlerinin 5. haftasında, hükümet grevi kırmak için bir yasa hazırladı. “İşe Geri Dönüş!” adıyla yürürlüğe sokulan yasayla, işçiler 27 Kasımda eski sözleşmeleri ile işbaşı yapmaya zorlandı. Böylece artan iş kazalarına ve eşitsizliğe, fazla çalışmaya, güvencesizliğe karşı mücadele eden işçiler, aynı koşullarda çalışmaya mecbur bırakılmak istendi.
Ancak bu haksızlığı kabul etmeyen posta işçileri, çeşitli eylemlerle mücadelelerini sürdürüyor. Posta işçileri ile dayanışma içinde olan pek çok sendikadan ve çeşitli emek örgütlerinden işçiler ülke genelinde posta tesisleri önünde bir araya geldi. Grev hakkının en temel hak olduğunun altını çizen işçiler, hükümetin bu kararını bir an önce geri çekmesini ve taleplerinin karşılanmasını istiyor. Dünya genelinde 2,5 milyonun üzerinde üyesi bulunan Global Union’ın Posta ve Lojistik bölümü başkanı Cornelia Broos da, “Gerçek kriz, Kanada posta işçilerinin sağlık ve güvenlik tehdidi altındayken haklarının çiğnenmesi ve düşük ücretleridir” diyerek grevi sona erdirmenin tek yolunun işçilerin taleplerinin karşılanması olduğunu ifade etti. UNI Küresel Sendikası ve 30’dan fazla ülkeden yaklaşık 40 sendika, Kanada posta işçileri ile dayanışma içinde olacaklarını, grev hakkına sahip çıkan işçilerin yalnız olmadığını belirtiyorlar.