
Ben büyük bir şantiyede İSG uzmanı olarak çalışıyorum. Çalıştığım şantiyede yaşadığım ve “nasıl oluyor da binlerce işçi iş cinayetlerinde ölüyor?” sorusunun da cevaplarından biri olan bir olayı anlatacağım size.
Her ay birkaç gün “denetim” için çeşitli bakanlıklardan müfettişler geliyor çalıştığım şantiyeye. “Ne güzel” diyeceksiniz, biliyorum. Ancak durumun aslı yaratılan imajdan farklı.
Geçenlerde müfettişlerin gelmesinden bir gün önce İSG uzmanları ve formenlerle toplantı yapıldı. Toplantı konusu Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) kullanımı idi. Buradaki taşeron firmaların bazıları kişisel koruyucu donanımlarını ana firmadan temin ediyor. Ancak ana firma KKD malzemelerini ilk işe girişlerde bir kere veriyor ve sorumluluğu üstünden atıyor. Malzeme eskimiş, kaybolmuş dert etmiyor. Sanki bunlar “okunmuş” da hiç eskimiyor, tükenmiyor. Toplantıda, baret ve reflektörlü yelek olmadan “dolaşılmayacak” uyarısı, üzerine bastırılarak yapıldı. Dikkatinizi çekmek isterim, “çalışılmayacak” değil, “dolaşılmayacak” deniyor. Nedenini birazdan okuyacaklarınızdan anlayacaksınız. Bunun üzerine KKD ihtiyacını ana firmadan temin eden firmalardan birinin formeni öfkeyle söz aldı. “KKD istediğimizde bize ‘ambarda yok’ deniliyor. Kaç aydır baretsiz, yeleksiz çalışıyoruz. Bunu gören yok. Ancak müfettişler geldiğinde ‘baret takın’ diyorsunuz. Vermiyorsunuz ama takmamızı bekliyorsunuz. Nasıl olacak bu?” diye sordu. Formenin bu çıkışından sonra ana firmanın uzmanları KKD vermek yerine yine dâhiyane bir çözüm buldular. “Biz size gezeceğimiz zamanı haber veririz siz de 10 dakikalığına ekiplerinizi başka yere çekersiniz” dediler.
Sonuçta olan şu: Müfettişler gelmeden önce ana firmanın uzmanları gezecekleri saati bize bildiriyorlar. Hatta şeflerimiz eksikler gözükmesin diye müfettişleri gezdirecekleri güzergâhları bile belirliyorlar önceden. Müfettişlere sorun çıkmayacak sahaları gösteriyorlar. “Önlemler” böylece alınmış oluyor.
Saha içerisinde işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili birçok sorunumuz var. Bunları çözmek maliyet olarak görüldüğü için sorun yokmuş gibi davranılıyor. Denetim adı altında “denetimsizlik” yaşıyoruz. İSG uzmanı belgemizin olması, tek başına patrona gerekli kişisel koruyucu donanımları aldırmamıza yetmiyor. Ancak örgütlü olursak yaptırım gücümüz olur ve denetim mekanizması gerçekten işler. Hatta o zaman müfettişlere gerek bile kalmaz. Yoksa bu düzenin çarkları arasında birçok can yok olup gider. Her yıl binlerce işçinin iş cinayetlerinde nasıl katledildiği şimdi daha açık değil mi?