
Brezilya’nın Minas Gerais eyaletindeki Beja demir cevheri madeninde barajın çökmesi sonucu Brumadinho kasabası çamura gömüldü, yüzlerce kişi devasa bir çamur nehrinin içinde kaldı. En az 50 kişi hayatını kaybetti, 300’den fazla kişi ise kayıp durumda. Kaybolanlardan en az 100’ünün çamurun içine gömülen kafeteryada olduğu ifade ediliyor.
Vale SA maden şirketine ait atık barajı, demir cevheri çıkarılırken oluşan tortuyu tutmak için kullanılıyordu. Helikopterler ile yürütülen kurtarma çalışmalarında 8 kişi yaralı olarak hastaneye ulaştırılabildi. Felaket çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine, tarım alanlarının sular altında kalmasına ve bir yılık fasulye mahsullerinin heba olmasına yol açtı.
Felaketin ardından çamur nehrinin içinde arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, barajı işleten şirketin, sorumluluğunu örtbas etmeye yönelik yaptığı açıklama büyük tepki topladı. Vale SA şirketinin başkanı Fbio Schvartsman, tepkileri azaltmak gayesiyle, ölenlerin çoğunun çevre halkından çok kendi işçileri olduğunu söyledi. Aynı kişi “bu sefer insani bir trajedi. Muhtemelen çok sayıda mağdurdan bahsediyoruz. Kaç tane olduğunu bilmiyoruz. Ama büyük bir sayı olacağını biliyoruz” itirafında da bulundu.
Brezilya’da 5 Kasım 2015’te Vale SA şirketinin içinde yer aldığı ortak bir girişim tarafından işletilen Bento Rodrigues Barajı’nda da büyük bir felaket gerçekleşmiş, 19 kişi hayatını kaybetmişti. O güne kadar ülke tarihinin en büyük çevre felaketi olarak kaydedilen bu felaketle ilgili açılan soruşturma, aradan geçen 3 yıla rağmen sonuçlandırılmamış, madencilik şirketlerine 5,28 milyar dolarlık kamu davası açılmıştı. Bu felaketin ardından sorumluların cezalandırılmaması ve önlem de alınmaması daha büyük bir felaketin kapılarını açmıştır. Bu son felâket çoğunluğu maden sahasında çalışan işçiler olmak üzere bölge halkından çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.
Bu büyük katliamın ardından açıklama yapan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, bölgeye hasarı görmeleri için 3 bakanını göndereceğini açıkladı. Sözde üzüntüsünü dile getiren faşist Bolsonaro, seçildikten kısa bir süre sonra Brezilya’nın daha önce koruma altında olan Amazon ormanlarını şirketlerin kullanımına açan kararın altına imza atmıştı. İşçi sınıfının haklarına saldıran, demokratik hakları yok eden ve baskıcı bir rejim kuran Bolsonaro, Brezilya sermaye sınıfı için dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyor. Brezilya devlet başkanı, Türkiyeli emekçilere de çok tanıdık gelecek bir biçimde, ne pahasına olursa olsun ekonomiyi büyüteceğini söylüyor. Yani Bolsonaro ve onun gibi egemenlere göre işçilerin canı da doğa da kâr uğrunda harcanabilir! Brezilya’daki katliam bir kez daha gösteriyor ki kâra dayalı üretim mantığı, yani kapitalizm yok olmadan insanlığın gözyaşları dinmeyecek!