Ben UİD-DER üyesi EYT’li bir işçiyim. 1995’te sigortalı olarak çalışmaya başladım. Hepimizin bildiği gibi 1999’da çıkarılan ve geriye dönük işletilen yasa ile 55 yaşında emekli olacağım. Oysa 1995 yılında sigortam başladığında yürürlükteki kanuna göre 25 yıl sigortalılık süremi doldurduktan sonra yani 45 yaşında emekli olacaktım. Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi… Sizlere bir EYT mağduru olarak yasanın çıktığı yıl ne yaptığımdan bahsetmek istiyorum.
Büyük can kaybına neden olan İzmit depremi fırsata çevrilerek bu yasa çıkartıldı. O yıllarda aynı bugün olduğu gibi hükümet ve yandaş medya işçilerin emeklilik hakları konusunda adeta dört bir koldan saldırıyordu. Tam da bu süreçte sendika konfederasyonlarının çağrısıyla Ankara’da büyük bir miting yapıldı. İşte bu mitinge ben de işçi arkadaşlarımla birlikte arkadaşlarla katılmıştım. Ankara’da yüz bin kişi yasaya karşı eylem yapıyordu. Bu mitinge İstanbul’dan gitmiştik. O miting alanından askerlik vazifemi yapmak üzere Amasya’ya gitmiştim. 20 yıl önce yani 1999 yılında emeklilik hakkımızın gasp edilmemesi için mücadele etmiştik. Hakları yenilen, mağdur edilen büyük bir işçi kitlesi bugün 2019’da yine meydanlarda.
EYT’lilerden yükselen haykırış son derece anlamlı. Yasanın çıkması veya çıkmaması mücadelenin yaygınlığına ve sürekliliğine bağlıdır. İşçilerin hayatından ortaya çıkan en önemli sonuç bence örgütlü mücadeledir. Gerek çalışma hayatımızda, gerek ücretlerimizde gerekse emeklilik hakkımızda hiçbir iyileştirme kendiliğinden gerçekleşmiyor. Örgütlenmek ve mücadele etmek yıllar geçse de işçinin sığınacağı en emin limandır.