
Merhaba işçi kardeşlerim. UİD-DER’e gelmeden önce işçilik nedir bilmiyordum, şimdi geç de olsa öğrendim. Annem babam işçiliğin ne olduğunu öğrenemeden öldüler. Ben köyde yetiştim. Ailem tütün tarlasında çalışıyordu, annem ve halalarım ise tütün fabrikasında çalışıyorlardı. İnsanın hayatını uyuşturan, parasını el, dumanını yel alan sigara. Kutusunda ölüm tehlikesi yazıldığı halde bağımlıların aldığı, öldüren sigara. Peki, nasıl olur da bu sigara başköşede oluyor?
Şimdi düşünüyorum da başımızdakiler de böyle. Biz işçileri sömürüyorlar, kanımızı emiyorlar, elimizden ailemizi, sağlığımızı, düşlerimizi, sevincimizi alıyorlar. Tıpkı ince ve uzun sigaralar gibi tepemizdeki patronlar. Bizler sigaraya teslim olduğumuz gibi patronlar sürüsüne teslim mi olacağız? Hayatımızı elimizden alanların istediklerini yapmalarına müsaade mi edeceğiz? Onlara bu gücü biz sağladık, bizi sömürerek servetlerine servet katıyorlar. İstersek başımızdan atarız, aynı sigarayı buruşturup çöpe atar gibi… UİD-DER’li olarak, sigarayı bırakanlar gibi yerimizi öğrendik. Biz örgütlüyüz, güçlüyüz. Örgütsüz işçiler bir bilseler örgütlü olmanın güzelliğini. Biliyorum ki çok çabalarsak onların da örgütlenmelerini sağlayabiliriz, inatçı ve sabırlı bir şekilde. Kardeşler biz hep birlikte bu patronlardan kurtulacağız. Biz işçiler var isek onlar da var, bizler yok isek onlar da olmazlar. Örgütlü işçiler her zaman bir adım öndeler. O zaman gelin işçiler olarak örgütlü olalım, birlikten kuvvet doğar, haksız mıyım?