
17 yıldır ülkeyi yöneten AKP’nin en çok kullandığı siyasi malzemelerden biri “kuyruklar” olmuştur. Geçmişteki yağ kuyruklarından, tüp kuyruklarından, benzin kuyruklarından söz açıp kendi iktidarının refah getirdiğinden dem vuran hükümet temsilcileri, yıllar boyunca “milleti kuyruklara mahkûm olmaktan kurtardık” deyip durdular. Hoş, bitti denilen kuyruklar işçi ve emekçiler için hiçbir zaman bitmedi ama ekonomik krizle birlikte kuyrukları her köşe başında görmeye başladık.
Herkesin bildiği üzere gıda fiyatları başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerine gelen fahiş zamlar üzerine hükümet fevkalade bir uygulama başlattı ve tanzim satış noktaları oluşturdu! İstanbul ve Ankara’nın sınırlı bölgelerinde kurulan tanzim satış noktalarında satılan ürünleri pazardaki fiyatlarından bir miktar daha ucuz alabilmek için emekçiler birbiriyle yarışmaya, metrelerce uzunlukta kuyruklar oluşturmaya başladılar. Ekonomik krizin kendilerine fatura edilmesiyle beli iyice bükülen emekçiler, birer ikişer kilo sebze alabilmek için kötü hava koşullarına rağmen saatlerce tanzim kuyruklarında bekliyorlar. Hükümet sözcüleri ise bu tabloyu insan aklıyla alay edercesine “iki tür kuyruk vardır, biri yokluk kuyruğu, diğeri varlık kuyruğu; bizimki varlık kuyruğu!” şeklinde açıklıyor!
Tanzim kuyrukları bir yana “geçinemiyorum” diyerek canına kıyan emekçilerin her gün artan sayısı da işsizlik kuyrukları da nasıl bir süreçten geçtiğimizin kanıtlarını sunuyor. Son bir yıl içinde bir milyon işçinin işsiz kalmasıyla birlikte işsiz sayısı 4 milyona dayandı. Ancak bu TÜİK’in rakamları, sendikaların rakamları ise işsizliğin 7 milyona dayandığını ortaya koyuyor. Üniversite mezunu işsiz sayısı bile 1 milyonun üzerine çıktı ve “boşta gezer” olarak adlandırılan ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısı 3 milyona yaklaştı! Hal böyleyken işsizlik kuyrukları da pıtrak gibi çoğalmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Rize’de, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı il ve ilçe müdürlüklerinde çalıştırılmak üzere 10 temizlik işçisi kadrosu açıldı ve tam 12 bin 571 kişi başvurdu! Bu rekor iş başvurularını o kadar sık işitir olduk ki artık gündelik yaşamın bir parçası olmuş durumdalar. Hatırlayalım, birkaç hafta önce de Urfa’da, üstelik geçici bir iş için açılan bin kişilik kadroya 44 bin kişi başvurmuştu! Neyse ki işe alım sürecini yürüten beyler, 44 bin kişiden kuyruk oluşturması beklenmedi de 44 bin kişilik mini işsizler ordusu şehir stadyumunda ağırlandı! Kura çekilerek sorun çözüldü!
Mızrak artık çuvala sığmıyor kardeşler, ekonomik kriz derinleştikçe ağır sonuçları biz işçiler için daha da can yakıcı hale geliyor. Tanzimden işsizliğe kadar hepsi aslında yoksulluğumuzun kuyruğudur! Bu kuyruklar ekonomik krizin bizlere fatura edildiğini gösterir. Varlık içinde yokluğa mahkûm edilmemizin resmidir bu kuyruklar! Her şeyi üreten, var eden bizler, ne zaman “artık yetti sırtımızdan beslendiğiniz” deriz işte o zaman değişir! İşte o zaman ortada ne kuyruk kalır, ne de yoksulluk!