
Emekçi Kadınlar Sömürüye ve Zulme Boyun Eğmeyecek!
Emekçi kadın kardeşlerimiz, üreten, alın teri döken işçi kadınlar…
Bugün 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü. Bugün dünyanın dört bir yanında emekçi kadınların sesi yankılanıyor. Emekçi kadınlar hep birlikte sömürüye, zulme, ayrımcılığa, şiddete, yok sayılmaya, değersiz görülmeye “yeter” diyor. Tıpkı 100 yıldan fazla bir süredir olduğu gibi…
Kardeşler, 8 Mart’ı yaratan, sömürüye ve yoksulluğa karşı çıkan emekçi kadınlardı. Tıpkı 1 Mayıs gibi 8 Mart da biz işçilere geçmişimizi, kim olduğumuzu, nasıl büyük ve güçlü bir sınıf olduğumuzu hatırlatır. Bu yüzden bizleri sömürenler ve iktidar sahipleri 8 Mart’ın özünü, gerçek anlamını hafızalarımızdan silmek istiyorlar. 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününü “Dünya Kadınlar Günü” ilan ediyorlar. Onlar istiyorlar ki 8 Mart, tıpkı “anneler günü” gibi “sevgililer günü” gibi bir alışveriş günü olsun, patronların cebi dolsun, kadınların sorunları yok sayılsın! İstiyorlar ki emeğin ve alın terinin sahipleri gerçekleri görmesin.
Oysa gerçekler ağır, sorunlarımız çok, taleplerimiz haklı! Bizler hayat pahalılığı ve geçim derdiyle boğuşmak istemiyoruz. Tanzim kuyruklarına, işsizlik kuyruklarına mahkûm edilmek istemiyoruz. Çocuk bakımının tümüyle bizim sırtımıza yıkılmasını kabul etmiyoruz. Her mahalleye parasız ve kaliteli kreş kurulmasını istiyoruz. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunmak için çalışmak, eşlerimizle birlikte eve ekmek getirmek, evin dört duvarı arasından kurtulmak, hayata daha fazla katılmak istiyoruz. Öğrenmek, anlamak, sevdiklerimizle geçirmek için zaman istiyoruz. Saygı görmek ve hayatı tüm güzellikleriyle yaşamak istiyoruz. Yani ekmek istiyoruz, ama gül de istiyoruz!
Ama egemenler bize “bunlar sizin neyinize”, “eşitlik sizin neyinize” diyorlar. “İtaat edin, rahat edin” diyorlar. Kadın erkek eşitliğinin saçma olduğunu söylüyorlar. Erkeğe kadından üstün olduğunu söyleyip, toplumu erkek-egemen zihniyetle şekillendiriyorlar. Aynı sınıfın insanları olarak bizleri daha evlerimizden başlayarak bölüp parçalıyorlar.
Emekçi kadın kardeşlerimiz, bugün birlik ve dayanışma içinde olamadığımız için sorunlarımız büyüyor. Eğer gece gündüz çalışmamıza rağmen geçinemiyorsak, asgari ücret sefalet ücreti olarak kalıyorsa birlik olamadığımız içindir. Siyasi iktidar emeklilik yaşı gelmiş 6 milyon işçinin hakkını vermiyor ve EYT’lileri “türedi” diyerek aşağılıyorsa, gerekli cevabı veremediğimiz içindir! Yüzümüze karşı “kriz mriz yok, hepsi psikolojik, hepsi dış güçlerin oyunu” diyenler patronlarla bir olup krizin tüm yükünü bizim sırtımıza yıkmanın planlarını yapıyorsa bunun sebebi örgütsüzlüğümüzdür.
Emekçi kadını kalıba sokmaya çalışan, giyimine, başörtüsüne, hangi yaşta evleneceğine, kaç çocuk doğuracağına müdahale eden, kadına yönelik şiddeti önemsiz göstermeye çalışan, kadın-erkek eşitliğine dair uygulamaları yasalardan ve okul kitaplarından çıkaran egemenler örgütsüz olmamıza güveniyor.
Oysa biz işçi sınıfıyız, dünya işçi sınıfının kadınları, erkekleriyiz. Çıkarımız patronlar sınıfının sömürü düzeninin yıkılmasındadır. Hangi milletten, hangi inançtan olursak olalım, hangi dili konuşursak konuşalım çıkarlarımız ortaktır. Patronlar sınıfı tarafından sömürülen, emek veren, alın teri döken milyonlar olarak gücümüz birlik ve dayanışma içinde olmamızdan gelir.
Biz emekçi kadınlarız. Biz haksızlık karşısında boyun eğen pısırık bir sınıfın evlatları değiliz. Tarihte pek çok kez erkek işçi kardeşlerimizle birlikte mücadele ederek zalimleri dize getirmeyi başarmış bir sınıfın evlatlarıyız. Haklarını mücadeleyle kazanmış, devrimler gerçekleştirmiş bir sınıfın neferleriyiz. Tıpkı dün olduğu gibi bugün de sömürüye boyun eğmeyeceğiz!
8 Mart Tüm Emekçi Kadınlara, İşçi Sınıfımıza Kutlu Olsun!
Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Emekçi Kadınların Sömürüye ve Ezilmeye Karşı Mücadelesi!