Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019” başlığı altında bir yeni program daha açıkladı. 31 Mart seçimlerinin ardından sermaye sınıfının temsilcileri ekonomide “reform” programının açıklanmasını dört gözle bekliyordu. “Reform” iyileştirme anlamına geliyor. Oysa Albayrak’ın açıkladığı paketten kıdem tazminatının gasp edilmesi ve işçilerin BES’ten çıkmasının önünün kapatılması düzenlemesi çıktı. Sermaye sınıfı ve iktidar, “reform” diyerek işçi sınıfına saldırıları gözlerden saklamaya çalışıyor. Yani “iyileştirme” işçi sınıfı için değil, sermaye sınıfı için yapılıyor.
Açıklanan program, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda adımlar atılmasını hedefliyor. Bu kapsamda kıdem tazminatı yeniden ele alındı. Kaynak sıkıntısı yaşayan hükümet, bu sorunu kıdem tazminatına el koyarak ve böylece bir fon oluşturarak çözmek istiyor. İşsizlik fonunu büyük oranda patronlara sunan hükümet, işçi sınıfından daha fazla alıp sermayeye daha fazla aktarmayı hedefliyor.
Albayrak, sunumunda ilk adım olarak kamu bankalarının sermayelerinin güçlendirileceğini yani başka kaynaklardan buraya para aktarılacağını, sermaye sınıfına önemli avantajlar sunan konkordato ve kredi yapılandırma sisteminin yeniden ele alınacağını, sigortacılık sektörüne de el atılacağını powerpoint sunumu eşliğinde açıkladı. Sunumda kamu bankalarına 28 milyar lira devlet iç borçlanma senedi verileceğini ifade etti. Bu kaynağın nereden geleceği bellidir. İşçi sınıfının hakları daha fazla gasp edilecek, emekçiler daha fazla vergi yükü altına sokulacak.
Bakan bireysel emeklilik sistemi ve kıdem tazminatı ile önemli bir finansman kaynağı oluşturulacağını anlattı. Bundaki amaç işçilere çalışmalarının karşılığı olarak hak ettikleri kıdem tazminatına ulaşmalarını kolaylaştırmak değil, bu fonun sermayenin hizmetine sunulmasıdır. Hatırlanacağı gibi kıdem tazminatının fona devredilmesi konusu, AKP tarafından uzun süredir gündemde tutuluyor. Daha önce işçi sendikalarının ve örgütlerinin tepkisi karşısında düzenleme ertelenmişti. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği de kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı gerçekleştirdiği kampanyada yüz binden fazla imza toplayarak, 2012’de işçilerin protestosunu Meclis’e taşımıştı.
Kıdem tazminatına fon yoluyla el konulmasıyla, işçilerin işten atılmasının önünde hiçbir engel kalmayacak. Kıdem tazminatı, işçilerin işten atılmasında engelleyici bir faktördür. Oluşturulacak fon ise sermaye sınıfına peşkeş çekilecek. Başta işsizlik fonu olmak üzere bugüne kadar AKP ve önceki hükümetler tarafından uygulamaya sokulan fonların başlarına ne geldiği hafızalardaki yerini koruyor. Kıdem tazminatının fona devredilmesi halinde başına gelecek olan da budur. Zaten Bakan Albayrak kıdem tazminatı fonunun sermaye sınıfı için bir finans kaynağı olarak kullanılacağını açıkça ifade etti. Geçen Ekim ayında İşsizlik Fonundan 11 milyar liranın Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank’a aktarıldığı ortaya çıkmıştı. Yasada “Fon gelirleri işsizler haricinde hiçbir maksat için kullanılamaz” hükmü bulunmasına rağmen, bu bankalara yapılan hülle hükümet sözcüsü tarafından “kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması” sözleriyle gerekçelendirilmişti.
Kıdem tazminatının fona devredilmesinin yanı sıra emekliye değil ekonomiye yani sermaye sınıfına fayda sağlayacak zorunlu emeklilik sisteminin de yaygınlaştırılacağını duyurdu Bakan. Bireysel Emeklilik Sisteminde ilk başta, sisteme girişi yapılan işçilerin belli bir süre sonunda çıkabileceği belirtilmişti. Zorunlu süresini tamamlayan işçilerin büyük bir çoğunluğunun sitemden çıktıkları görülünce, bu uygulama süresiz hale getirilmişti. Bakan Albayrak bugün açıkladığı pakette BES sisteminin kıdem tazminatı fonuyla entegre hale getirileceğini, böylece 5 yılda sistemde birikecek fonların milli gelirin yüzde 10’unun üzerine çıkarılacağını öngördüklerini açıkladı. Hâlihazırda kıdem tazminatı bir işyerinde 1 yılını tamamlayan ve haklı nedenle işten ayrılan işçilerle emekliliği gelen işçilere ödeniyor. Miktarı ise çalışılan her yıl için bir brüt ücret olacak şekilde hesaplanıyordu. Yeni sistemde haklı nedenle işçi işten ayrıldığında veya çıkarıldığında fonda biriken paradan tazminatını almayacak. İşçinin bu fondan para alabilmesi için uzun yıllar beklemesi gerekecek.
Emeklilikte Yaşa Takılanların taleplerine kulak tıkayan, onları “türedi” olmakla itham eden siyasi iktidar, sermaye sınıfına hizmette sınır tanımıyor. Siyasi iktidar, ekonomik krizin emekçilerin yaşam koşullarını günden güne güçleştirdiği bir dönemde uyguladığı politikalarla bu durumu daha da ağırlaştırıyor. İşçileri sefalete mahkûm etmekten, ellerinde kalan son hakları da gasp etmekten geri durmuyor. Bu durumun değişmesi, ancak işçi sınıfının göz bağlarından kurtulmasına, artık yeter demesine, mücadele etmesine bağlıdır.