Kapitalist sistemin krizi tüm dünyayı hızla sararken Başbakan Tayyip Erdoğan “yaşanan kriz Türkiye’yi etkilemeyecek” diye kitleleri kandırmaya çalışıyor. Ama bizim bu yalanlara karnımız tok. Çünkü daha ben bu konuşmaları dinlerken çalıştığım fabrikada 13 işçi arkadaşımızın işine son verildi. Gözümüzün içine bakarak yalan söylemeye devam edenler, bu krizin faturasını çoktan işçi ve emekçi sınıflara kesmiş durumdalar.
Bir ay içersinde toplam olarak 40 işçi arkadaşımızın işine son verildi. İşten atmaların Kasım ayına kadar devam edeceğini söyleyen işveren ve temsilcileri, siparişlerin azaldığından ve biz işçileri “koşullara alıştırmaya” çalıştıklarından bahsediyorlar. Aslında bize “işinize çok iyi sarılın ve hiçbir şeye sesinizi çıkarmadan verilen işleri ve hatta daha fazlasını yapmaya bakın” diyorlar. Bir yandan onlar bize bunları söyleyedursun, kısa bir süre sonra biz başımıza ne geleceğini çok iyi biliyoruz. Yakın zamanda “biz elimizden geleni yaptık ama bizim yapabileceğimiz de bu kadar” deyip bizleri de kapının önüne koyacaklar.
İşçi sınıfının gücü birliğinden ve örgütlü mücadelesinden gelir. Onların bütün saldırılarına karşı mücadele etmeli ve ellerimiz tüm sınıf kardeşlerimizle kenetlenmiş olarak buna karşı durmalıyız. Örgütlü mücadele ederek neler yapabileceğimizi göstermeliyiz. Onlar bu dünyayı cehenneme çevirmeden biz işçiler örgütlü mücadelemizle güzel ve yaşanası bir dünya için adım atmalıyız.