Kardeşler gece yatıyoruz zam, sabah kalkıyoruz zam! Zamlar karşısında, açlık sınırı altında kalan maaşlarımız daha da eriyip gidiyor. İnternette, paylaşım sitelerinde bazı paylaşımlar görüyoruz. Sivri biberle selfi çekilen, ayşekadın fasulyeye “o artık Ayşe hanım” veya kuru soğana “bay soğan” denilen paylaşımlar. Geçen gün sohbet ettiğim emekli amca eşi ile pazara çıktığını anlattı. Pazar dönüşü eve girince eşi hemen kapıyı kilitlemiş. “Hanım, evde ne var ki hemen kapıyı kilitliyorsun? Hırsız girse ne alacak?” diye sormuş. Eşi “dur bey, daha yeni pazardan geldik, evde patates, soğan, domates var” demiş. Tabi ki bunu gülerek anlattı ama içinden bunu kendine dert ettiğini anladım. Evet, bunların hepsine belki gülüp geçiyoruz ama aslında ağlanacak halimize gülüyoruz.
Kardeşler gelin bu dertlerimizi içimize atmaktan veya gülüp geçmekten vazgeçelim. Kiminle konuşsak artan zamlardan, hayat pahalılığından şikâyet ediyor. Eskilerin bir lafı vardır, fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış diye, biz işçiler de konuşuyoruz, şikâyet ediyoruz ama kimse sesimizi duymuyor. Eğer yüz binlerce işçi bir arada olursak sesimizi sağır sultan bile duyar. Hep beraber sesimizi duyuracağımız bir gün var önümüzde; 1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü. Gelin hep beraber taleplerimizi, sesimiz en gür çıkacak şekilde haykıralım. Bizi yönetenlere ve patronlara sesimizi duyuralım. İşçilerin alanları dolduracağı, bir arada katılacağı kitlesel bir bayram yaşayalım. Patronlar ve ülkeyi yönetenler bir olmuş, ekonomik krizin faturasını bizlere ödetmeye çalışıyorlar. Emin olun o gün hepsinin gözü alanlarda olacak ve katılımların kitlesel olup olmayacağını dikkatle izleyecekler. Gerçekleştirecekleri yeni saldırıları buna göre planlayacaklar. Unutmayalım kardeşler, 1 Mayıs yan gelip yatacağımız bir tatil günü değildir. Resmi tatil olduğu için çalışıp fazla mesai alacağımız bir gün de değildir. “Aman, sanki gitsem ne olur gitmesem ne olur?” denilecek bir gün, hiç değildir.
Bugün atamızdan, babamızdan miras kalan, yerine göre bir ev, bağ, bahçe veya bir eşya bizim için manevi olarak daha değerlidir. İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü 1 Mayıs da, geçmiş dönemde mücadele eden dünya işçi sınıfının bizlere bıraktığı bir mirastır. Bu mirasa sahip çıkmak biz işçilerin boynunun borcudur. Gelin hep beraber 1 Mayıs alanlarını eşimizle, dostumuzla, işyerinden arkadaşlarımızla dolduralım, bizlere bırakılan bu mirasa sahip çıkalım, taleplerimizi haykıralım!
HAYAT PAHALILIĞINA, ARTAN ZAMLARA HAYIR DEMEK İÇİN, 1 MAYIS’A!