
İşçi ağabeylerim ve ablalarım, ben 1 Mayıs’a hiç katılmadım. Ben şimdilik öğrenciyim ileride ben de işçi olacağım. 1 Mayıs’ın doğuşuyla ilgili izlediğim bir videoda en çok etkilendiğim şey çocukların da işyerlerinde mücadele verip çalışma saatlerini 16 saatten 8 saate indirmeleriydi. Geçmişte yapılan bu mücadele şimdi bizlere ışık tutuyor. Haksızlığa karşı mücadeleyi öğütlüyor. Eğer bizler gerçekleri görmezsek, harekete geçmezsek kapitalist sistem altında eziliriz. Boyun eğen ve sorgulamayan bir toplum olursak, bizi yönetenlerin, başımızdakilerin dediklerini koşulsuz şartsız doğru kabul edersek, onlar ne derse ona inanırsak haklarımız da özgürlüğümüz de elimizden alınacaktır. Bir toplumun gelişmesini sağlayacak olan şey sorgulamaktır. Çünkü eğer bir şeyin nedenini bilmezsek sorunlara çözüm de bulamayız. O nedenle sorgulamak önemli. Daha yaşanılır bir dünya kurma hayalinden asla vazgeçmememiz gerekiyor. Değişim bir süreçtir. Ama dünyaya tohumlarımızı ekersek bizden sonrakiler için bir ağaç olacak ve meyvelerimizden herkes faydalanacak.
Bizler sorunlarımızın nedeninin kapitalist sömürü düzeni olduğunu biliyoruz. Ve onu değiştirmek için uğraşıyoruz. Evet, harekete geçmek zor olabilir. Ama insan küçük bir adım atmazsa hiçbir şey başlamaz. Nasıl ki büyük işler küçük adımlarla başlarsa insan da ilk önce kendini değiştirmeli ve bu değişimle diğer insanları da uyandırmalıdır. Hepimizin hayalleri var. Bu hayalleri var edebilmek ve birbirimizi anlayabilmek için zincirlerimizden kurtulmaya ihtiyaç var. İnsanlar hep birilerinin önümüze geçip bizi kurtarmasını bekliyor ama biz kendimizi kurtarmadan kimseyi kurtaramayız. Değişmeden değiştiremeyiz. Fark etmeden fark ettiremeyiz. Eğer bir şeylerin bilincine varırsak bu inanç bize cesaret ve güç verir. Biz değiştikçe ve hakkımızı aradıkça, cesaretimiz ve gerçekleri görme kararlılığımız diğer insanlara da bulaşır. Buradaki önemli nokta pes etmemektir.
Kalplerimize sıkıştırılan korkuyu yenebilirsek güçlüyüz. Örgütlüysek her şeyiz. Eğitim sistemi öğrenciler için sadece ezberden ve boyun eğmekten ibaret. Biz bu sistem altında kula kulluk yapmak zorunda bırakılıyoruz. Çoğumuz iş bulamıyor ve susuyoruz. Sistemin içine girdiğin an kayboluyorsun içinde. Oysa hayat sadece okuldan ya da sadece işten ibaret değil. Bize yapılan şey bir haksızlık. Okulda hakkımızı savunamıyoruz. Çünkü susmaz söylersek gerçekleri, birileri hata yaptığının farkına varır. Bu diktatör yapıya zarar verir. İşte baştakiler de bundan korkuyor zaten. Onlar bizlerin kalbine korku salmışken neden bizler onları korkutmayalım ki? Birlikten kuvvet doğar. Ücretsiz ve nitelikli bir eğitim için haydi 1 Mayısa!