
Merhaba Kardeşler. UİD-DER’in internet sitesinde “1 milyon genç kayıp” başlıklı haberi okuduk. Haberde 15-19 yaş aralığında bulunan 1 milyon 57 bin gencin ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığı belirtiliyor. Biz de genç işçiler, öğrenciler olarak bu çarpıcı durum üzerine sohbet ettik. Duygu ve düşüncelerimizi sizinle de paylaşmak istiyoruz.
Biz emekçi ailelerin çocukları zor koşullarda okuyabiliyoruz. Yıllarca ailelerimizin beklentilerini karşılamak ve “hayallerimize” ulaşmak için sıralarda dirsek çürütüyoruz. Kapitalizmin acı gerçekleriyle ise üniversite yıllarında yüzleşiyoruz. Mezun olduğumuzda bıraktık kendi alanlarımızda iş bulmayı diğer sektörlerde bile iş bulamıyoruz. Güç bela bulabildiğimiz iş en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyor. İş bulamayan gençler ise toplumdan dışlanıyor ve bunalıma giriyorlar. Bu şartlarda yaşamaya çalışan milyonlarca genç bulunuyor.
Lise çağlarındaki gençlerin çoğu okuldan umudu kesmiş durumda. Son yıllarda yapılan değişikliklerle, zaten paralı olan eğitim sitemi iyice pahalı hale getirildi. Devlet okullarında nitelikli bir eğitim verilmiyor. İşçilerin aldıkları ücretler, çocuklarını özel okullara göndermeye yetmiyor. Okula yardımcı kitaplara ve diğer ihtiyaçlara yapılan fahiş zamlar, emekçi ailelerin belini daha da büktü. Emekçi aileler çocuklarını okutamaz hale geldi. Lise çağlarındaki gençler okulu bitirdiğinde işsiz kalacağını bildiği için okula gitmiyor. Hemen bir işe girip güzel bir gelecek kurma hayalleriyle yaşıyorlar. Ancak bu hayaller de kapitalizmin acı gerçeklerine çarpıp tuz buz oluyor. Okula gidemeyen 1 milyondan fazla genç, aynı zamanda iş de bulamıyor.
Kapitalist sistem eğitimsiz ve işsiz bıraktığı gençleri boş bırakmıyor. Çıkışsızlığın içerisindeki gençler yozlaşmanın kurbanı oluyorlar. Egemenler sorunların gerçek nedenini gizlemek için çeşitli araçlar kullanıyorlar. Milyonlarca genç uyuşturucu bağımlılığının pençesine itiliyor. Teknoloji, gençlerin zihinlerini köreltmek için kullanılıyor. Sosyal medyada gençlere yapay bir dünya oluşturuluyor. Gençler böylece hayatın bütün gerçeklerinden uzaklaştırılıyor. Gerçeklerle yüzleştiklerinde ise sudan çıkmış balık gibi ne yapacaklarını bilemiyorlar. Oysa bütün sorunlarımızın kaynağı kapitalist sistemdir. Bu sömürü düzeninin biz gençlere sunabileceği başka bir hayat yok.
Peki kapitalistler biz gençleri neden boş bırakmıyor? Çünkü gençliğin özünde muazzam bir değişim ve mücadele isteği vardır. Gençler hayatı sorgular ve onu değiştirmek ister. Gençlik, bu sistemin çelişkilerini ve çürümüşlüğünü fark ettiğinde, ona karşı ayaklanır. Egemenler gençlerin isyan etmesinden korkarlar. Bu nedenle, her zaman gençliği kendi kontrollerinde tutmak isterler. Egemenler her ne kadar gençleri isyan etmesinler diye çeşitli araçlarla uyutmaya çalışsa da, bugün dünyanın dört bir yanında gençler haksızlıklara karşı meydanlara çıkıyor.
Tarihin pek çok döneminde gençler haksızlıklara karşı isyan etmiştir. Gençliğin isyanı işçi sınıfının örgütlü gücüyle birleştiğinde kapitalizmi yıkabilecek bir güce dönüşebilmiştir. Bugün kapitalizmi tarihin çöplüğüne atabilecek tek güç, işçi sınıfının örgütlü gücüdür. İşçi sınıfının uluslararası mücadele günü olan 1 Mayıs’ta da gençler işçi sınıfının saflarında yer almalıdır. Ancak bu şekilde işçi sınıfının gençlerine güzel bir yaşamın kapıları açılabilir.
GENÇLERE KAPİTALİZMDE GELECEK YOK!
YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN SOSYALİZM!