
Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da sanki ilk defa katılıyormuşum gibi heyecan hissettim. Son dönemlerde biz işçilere dönük saldırılara karşı yan yana, omuz omuza olmak güç verdi. Arkadaşlarımızdan ilk defa katılanlar, çocuk tacizlerine ve kıdem tazminatının gaspına karşı durmak için gelenler vardı. Emeklilik hakkı gasp edilmiş işçi arkadaşlarımız vardı alanda. “Kıdem Tazminatımıza Uzanan Elleri Kırarız!” diyen işçi arkadaşlarımız vardı. “Gece Vardiyası Yasaklansın!”, “Her İşyerine Kreş!” diyen kadın işçi arkadaşlarımız vardı. Daha saymakla bitiremeyeceğim birçok taleple alanı doldurmuşlardı. Her bir dövizi okuduğumda, atılan her sloganda işçilerin sorunları, benim sorunlarım ve çözüm yolumuz vardı. İnsanın kendisini bu atmosferde yalnız hissetmesi imkânsız. Sendikalı-sendikasız, öğrenci-işçi, genci-yaşlısı bir olmuştu. Bir anne olarak 1 Mayıs’a kızımla ve onun arkadaşıyla geldim. Kızımın arkadaşı kortejimizin kalabalık ve coşkulu oluşundan çok etkilendi. Onun ilk 1 Mayıs’ıydı. Bundan sonra hep geleceğini söyledi. Bu duyguyu genç bir insana hissettirmek gurur vericiydi. Onda bu hissiyatı sağlayan şey UİD-DER’li işçiler olarak işçi sınıfının disiplinine yakışır duruşumuz, organizasyonumuz ve haklılığımıza olan inancımızdı. Böyle bir işçi örgütünün parçası olmaktan gurur duyuyorum.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!